Türkiye, doğalgaz krizi yaşamaz! Diyeceksiniz ki; "Bu ne iddialı çıkış." Bu kadar iddialı olmamızın nedenleri var. Bildiğiniz gibi Türkiye, biri "Mavi Akım," diğeri Ukrayna üzerinden geçen "Batı hattı" olmak üzere iki hattan doğalgaz alıyor.
Mavi Akım, Rusya'dan gelen gazı Karadeniz'in altından Türkiye'ye ulaştırıyor. Süresi 25 yıl ve Türkiye bu süre içinde 16 milyar metreküp doğalgaz alacak. Anlaşmaya göre; Türkiye ve Rusya, 3 yılda bir masaya oturup fiyat sözleşmesini gözden geçirecekler. Mavi Akım'la Türkiye 2005 yılında 6 milyar metreküp gaz aldı, 2006'da 8 milyar metreküp gaz alacak.
Batı hattı ise Rusya'dan Ukrayna'ya giden 20 hattan sadece birisi ve bu hattan Türkiye'ye 8 milyar metreküp gaz geliyor. Batı hattında şimdilik sorun yok, ama eğer Rusya, Ukrayna'nın vanasını kapamaya devam eder, Ukrayna da, batı hattının gazını kullanmaya kalkarsa, Türkiye sorun yaşar. O yüzden Rusya-Ukrayna krizi başta Enerji Bakanlığı olmak üzere Dışişleri Bakanlığı tarafından da yakından takip ediliyor.
Türkiye, aldığı gazın tümünü tüketiyor. Ancak Mavi Akım'a bağlı gaz artıkça stoklama da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacak. Enerji Bakanlığı Silivri'de kurulan 16 milyar metreküplük ilk doğalgaz deposunun nisan ayında çalışması için büyük çaba harcıyor.
Arz güvenliği kime emanet?
Türkiye cephesi böyle, ya AB? Rusya'nın Ukrayna vanasını kapatması AB'yi krize sürükler.
AB, yılda 170 milyar metreküp gaz tüketiyor, 130 milyar metreküp gaz Ukrayna üzerinden AB'ye ulaşıyor. AB, 2030 yılında 700 milyar metreküp gaz tüketecek. Bu yüzden 1990 yılında imzalanan ve tamamen arz güvenliğini içeren "Enerji Şartı Sözleşmesi" AB açısından çok önemli.
Enerji Şartı Sözleşmesi, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte AB'nin insiyatifiyle kurulmuş bir sistem. Amaç, Rusya ve Avrasya'dan ithal edilen enerji arzında aksama olmaması . Enerji Şartı Sözleşmesine imza atan her ülkenin oy hakkı olması için sözleşmeyi de onaylaması gerekiyor. Rusya, 1990 yılında bu sözleşmeyi imzaladı ama onaylamadı.
Rusya nereye koşuyor?
Görünen o ki; Rusya, enerjide AB ile ilişkilerini Enerji Şartı Sözleşmesini devre dışı bırakarak, ikili ilişkilerle yürütmek istiyor. Bu tavır Enerji Şartı Sözleşmesine imza atan Türkiye dahil bazı ülkeleri rahatsız ediyor. Çünkü tüm AB ülkeleri sözleşmeye imza atmış, kurallarını benimsemiş. Enerji Şartı Sözleşmesi'nin bir başkanı var, 3 yılda bir başkan değişiyor. Enerji Şartı Sözleşmesi bir ay önce yeni başkanını seçti. Belçika, Fransa, Hollanda, Bulgaristan ve Türkiye başkanlığa aday oldular. Rusya, oy kullanma hakkı olmamasına rağmen bastırdı. Yapılan oylama dikkate alınmadı, Rusya'nın desteklediği Belçikalı Pier Menier başkan seçildi.
AB şimdi Rusya-Ukrayna krizinin çözümünde Enerji Şartı Sözleşmesi Başkanı Menier'in açıklamalarını bekliyor.
Acaba kimden yana, nasıl tavır alınacak?