İhracatın içeriğinden sorumlu bakan Nihat Ergün, "2023'te 2 trilyon $ milli gelir hedefliyoruz. Bunun da %3'ü kadar Ar-Ge harcaması yapmamız gerekiyor" diyor. Doğrudur. Daha doğrusu, gereklidir. Ancak yeterli midir? Bakalım;
Öncelikle Ar-Ge'ye kaynak aktarmak, iyi bir şeydir. Neticede neyi beslerseniz onu geliştirirsiniz. İkincisi, Ar-Ge, yalnızca "kaynak" değil, aynı zamanda "idrak" sorunudur ve zihni buna hazır olmayanlarımızın elinde bu paralar, çar-çur edilebiliyor.
Stratejik Düşünce Enstitüsü'nde Ergün kürsüden açıklıyor; "Türkiye, 2023 yılında 500 milyar $ ihracat yapacaksa bunu nasıl yapacağını, dünyanın 10 ekonomisinden biri olacaksa bunu nasıl gerçekleştireceğini tam olarak tespit etmelidir."
Bizim de dilimizde pelesenk olan bu zaten... Sahi, kilosu 1.5 $'lık ihraç malıyla, kilosu 3.5 $'a ihracat yapan ülkeler arasına nasıl gireceğiz? Ergün'ün buna cevabı şöyle; "Biz bu hedeflere, Ar-Ge harcamalarının milli gelirdeki payını artırarak ulaşacağız."
Halen Ar-Ge'ye kişi başına 122 $ harcıyoruz. Milli gelirin yaklaşık binde 8.5'ine denk gelen bir harcama. Fakat gözlemlediğim şu; Türkiye Ar-Ge'nin "Ar" kısmını çözmüş fakat "Ge" kısmına henüz gelememiş. Kısaca, araştırıyoruz fakat; geliştiremiyoruz. Neden?
Meraklısı için birkaç rakam: Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı bizde %0.85 iken AB %1.77, ABD %2.77, OECD ortalaması %2.28, Finlandiya, İsveç, İsrail %3'den fazla... İyi de Ar-Ge yalnızca bir milli gelir yüzdesi midir? Araştırma ve geliştirmeyi sadece bütçe sorunu sanmak, ne derece işe yarıyor?
Bana göre "fazla yaramıyor" çünkü bu bir kültür sorunu... Kültür, birkaç bütçe yılında oluşmaz. Ardına koyacağınız niyet ve cesaretlendirme desteğini on yıllarca sürdürmeniz gerekiyor.
Türkiye'nin başarabildiklerini hatırlayalım; Kaynak, yasal düzenlemeler ve işletmeleri Ar-Ge'nin önemine ikna etmek... Fakat bunların tümü; "gerek şart"tır. Nitelikli ihracat, katma değerli sanayi ve yeni zenginlik alanları, ancak ve ancak "yeter şart" yerine getirildiğinde oluşabilecek.
Yeter şart; Ar-Ge'nin bir "kültür değişimi" projesi olduğunu kavramakla anlaşılır. Yeterlilik, yönetimin her kademesinde, üretimin her aşamasında "yeniliğe açık olma" duruşuyla sağlanır. Farklı olana "tahammül etmek" yerine, "hayranlık duymakla" tetiklenir. Eski köye yeni adet getireni cezalandırmak yerine ödüllendirmekle oluşur.
Netice; Ar-Ge'ye milyarlar harcayabilir ama "yeter şart"ları sağlamayınca araştırsanız dahi, geliştiremeyebilirsiniz.