Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Denetleyemeyen organizasyonlar

GDO'nun açılımı; Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar... Mühendislerin, çeşitli teknikler kullanarak organizmaların genlerine yaptığı müdahaleyi anlatıyor.
Misal, "hastalığa haşereye dayanıklı olsun, daha çok besin değeri içersin" türü gerekçelerle bizdeki yonca, kanola, pamuk, keten, mercimek, mısır, kavun, erik, patates, pirinç, soya, şeker pancarı, ayçiçeği, tütün, domates, çikolata, buğdaya uygulanmış bile...
Sözde bir yasası dahi var. Çıkarmakla övünenlerin "denetlemeyi unuttuğu" yasa, ortalıkta GDO'suz çikolata bırakmamış.
Zararlı mı değil mi sorgusuna dahi gelemiyoruz. Zira satın aldığımız üründe GDO var mı yok mu, bilemiyoruz. Peki neden?
Soruyu, üreticilerden soralım... Neden GDO'lu üretim yaparsınız ve daha da önemlisi, niçin bunu halktan saklarsınız?
Cevap; maliyetten geliyor. GDO sayesinde sağlığımız ne kadar "iyiye" gidiyor emin olmasak bile GDO'cuların maliyeti 3'te 1'den 10'da 1'e kadar indirdiğini biliyoruz.
Burada sorun; GDO'lu üretimin "denetlenemeyişi" ve bunu kim yapacak? Belediye mi?, polis mi?, jandarma mı yoksa Tarım Bakanlığı mı? Bakanlığı "GDO'ya izin verebilecek tek merci" biliyoruz. İyi de sorun; izin verilmeksizin yapılan üretimde...Hatta öyle ki biri çıkıp "elinizde tuttuğunuz bu üründe GDO yoktur" dese; cezalandırılıyor.
Fakat GDO'yu gıdanın içine gizleyen ve bunu ambalajına yazmayı "unutan" firmalara herhangi bir yaptırım yok. Çünkü bunları caydıracak hiçbir güç yok.
GDO'lu gıda, bebeğimizi mikroptan mı korur yoksa bizi kanser mi eder; bilmiyoruz. Fakat tartışmasız bir gerçeğimiz var ki; hormonluluk bir yana, Genetiği Denetleyemeyen Organizasyonlar diyarı Türkiye.
Yoksa Genetiği Değiştirilmiş Organizasyonlar mı demeliyim?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA