Gezi olayları ve örgütlenme biçimi, Türkiye'yi "yeni nesil medya" gerçeği ile en sert biçimde yüzleştirdi. Twitter-Facebook ikilisinin gücü ve yaygınlığı Ankara'yı bir hayli şaşkına çevirdi. Ve sorular başladı. "Nasıl önlem alabiliriz?", "Siber suçlarla mücadele için ne yapmalıyız?"
Derken, "Özgürlükler kısıtlanacak mı?" tartışması alevlendi.
Nihayet, sahte veya yanıltıcı Twitter hesaplarının ayıklandığı bir süreç yaşandı.
Peki, gerçekte ne oluyordu?
Merak edilenlerin yanıtını en yetkili ağızdan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'dan dinledik. Yıldırım, önceki akşam iftar davetinden sonra gerçekleşen sohbette, ilginç bilgiler paylaştı. Bir ara korumalarından özel çantasını istedi. İçinden bir dosya çıkardı ve okumaya başladı:
"Takipçi sistemi kredi yöntemiyle çalışır. Sistemdeki kullanıcıları takip ettirerek kredi verir. Kazandığınız kredilerle diğer kullanıcılar sizin takipçiniz olur... Günlük 100 takipçi kazandırır, reklam tweeti atmaz. Gold üyelik seçeneği bulunmaktadır. 1 ay 20 TL, 3 ay 50 TL, 6 ay 100 TL..."
Böyle çok sayıda örnek mevcut. Anlaşılan o ki Twitter'ın son ayıklamalarının nedeni tamamen ticarî. Yani, Amerikalı şirketin yarattığı ekonomik değerin, Türkiye'deki taşeron firmalarca pazarlanması ama Twitter'a tek cent ödenmemesi.