Meclis'in manevi şahsiyetini koruma duyarlılığı öncelikle milletvekillerinden beklenen sorumluluktur. Meclis, bürokrasinin esiri olmamalıdır. İnisiyatif almayan, her sorunu yasa ile çözmeyi alışkanlık haline getiren bürokratik refleks Meclis'in itibarına gölge düşürmektedir. Birkaç teknisyenin hazırladığı taslak metinler, çoğu zaman milletin vekillerinin yeterince katkı sunamadığı yasa tasarı veya tekliflerine dönüşmekte, Genel Kurul'da sadece formalite aşaması tamamlanmaktadır. İktidar partisinin Meclis çoğunluğunu, yasa yapma gücünü bilen her kurumdaki bürokrat, bakanların önüne bir dizi problem yığmakta, "yasa gerektiğini" söylemektedir. Böylece, istisna olması gereken "torba yasa" uygulaması, sıkça başvurulan bir yönteme dönüşmekte, hangi yasada, ne amaçla değişiklik istendiği gözden kaçmaktadır. Bu arada, son dakikada akla gelen ihtiyaçlar da bir önerge ile metne eklenmekte ve yasa geliş amacının dışına taşmaktadır. Yüzlerce maddeye ulaşan torbaların; bıktırıcı, yıpratıcı müzakere sürecinde dikkatler dağılmakta ve kısa süre önce olduğu gibi önerge reddedelim derken yasa maddesi paketten düşebilmektedir. Meclis'i yasa üretme makinesine dönüştüren, yasaları milli iradeden kaçıran bu yaklaşımda ısrarcı olmamak siyasetçilerin asli görevidir.