Çözüm sürecinde kritik kavşağa giriliyor. PKK'lı teröristlerin, önümüzdeki hafta hızlanacak silahlı çekilme aşamasının nasıl yönetileceği Ankara'da hâlâ sancı kaynağı. Yol kazası olmaması öylesine önemli ki! Her türlü provokasyona karşı devletin tüm kurumlarının mükemmel işbirliği sergilemesi gerekiyor. Valiler, askerler, istihbaratçılar, emniyetçiler...
Peki, gelinen noktada "Mutlak uyumlu bir tablodan söz edilebilir mi?"
Bu soruya, gönül rahatlığı ile "Evet" demek sanıldığı kadar kolay değil.
Nedenine gelince...
Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesinin, PKK'nın Türkiye dışına çıkması ve silahtan arındırılması planına bugünkü şekliyle yeterince hazır olmadığı hatta ilave garanti arayışına yöneldiği kanısı yerleşiyor. Bir başka ifade ile Şubat 2013 MGK'sı ile Nisan 2013 MGK'sı arasında, askerin duruşu açısından ton farkları hissediliyor. Daha iki ay öncesine kadar sivil siyasetin alacağı kararları hayata geçirmek için güçlü kararlılık gösterisinde bulunan komuta kademesi, giderek "kaygı belirtme" ve sıkça kamuoyuna "açıklama yapma" çizgisine konuşlanıyor.
***
Esasen, konu fazlasıyla hassas. "
Ülkenin kaderini, siyasi iktidarın geleceğini, komutanların hesap verebilirliğini" yakından ilgilendiriyor. Gerek iç güvenlik gerekse sınır güvenliği yönüyle yasal açıdan görev ve sorumluluk taşıyan TSK'nın kurumsal zorluklarını anlamak mümkün. Zaten bu nedenle İl İdaresi Kanunu çerçevesinde bazı adımlar atılıyor. Örneğin, operasyonel istihbaratı değerlendirme ve karar alma riski valilere bırakılıyor. Böylece ülke sınırları dahilinde, PKK'lı gruplarla askerlerin kırsalda karşılaşma ihtimali en aza indiriliyor. Ülke dışında yapılacak operasyonlar TBMM'nin tanımladığı yetki kapsamında Bakanlar Kurulu'nda olduğu için geriye tek boyut kalıyor:
"
Türk vatanının, yani hududun korunması!"
İşte mesele orada çatallaşıyor. Zira... Bazı komutanların, "
15 yıl sonra bir savcı bugünü soruşturmaya kalkar, ifadeye çağırırsa nasıl izah ederiz?" diye sorduğu biliniyor. Tabii bu soruya siyaseten, bir başka soruyla açıklık getiriliyor... Ülke sınırlarının güvenliğinden bahsediyorsak, "
PKK'lı teröristler sınırlardan sızdı diye acaba bugüne kadar komutanlar için başlatılmış bir soruşturma var mı?" Bilindiği kadarı ile sadece bu nedenle açılmış bir dava söz konusu değil. PKK'lılar, komşu ülkelerden girerken zafiyet gösterildiği iddiasıyla komutanlar hakkında şayet hukuki takibat yok ise PKK'lılar çıkarken önlemedikleri iddiasıyla adli takibat başlatılacağı varsayımını da olasılık dışı diye düşünmek gerekiyor. Hele hele MGK kararları, yazılı protokoller, emirler bu derece açık ve net iken. Siyasetçi de her türlü sonucu göze aldığını ilan etmişken!
***
Yazının sonunda şu tespiti paylaşabiliriz...
Genelkurmay Başkanı Org.
Necdet Özel; karargâhında ve askeri camiada büyük yalnızlığa itilmek isteniyor. Baskıları göğüslüyor. Ama bir yere kadar komuta ettiği kurmay kadronun 1. Başkan üzerinde etkili olabildiği görülüyor. Bu da demektir ki ağustos başında Türkiye'yi oldukça zorlu bir Yüksek Askeri Şûra ve sürpriz emeklilik işlemleri bekliyor!