Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Erdoğan'ın 'paşa kompleksi' TSK'ya darbe vuruyor!

Yukarıdaki başlıkla bir yazı yazıldığında bugün bazı meczuplar hariç istisnasız her yazar bu manşeti atan zihniyetin vesayetçi olduğunu söyleyecektir...
Türk medya ortamı şükür ki bu olgunluğa erişti. TSK'nın bir paşasının ağzıyla seçilmiş meşru Başbakan'a giydiren bir haber veya yazı olduğu zaman bugün ortak bir dille kınanıyor artık. Mesela bu başlıkla yazılmış bir yazı görse çok sevdiğim Hasan Cemal hemen bu askerci zihniyeti ince kıyım doğramaya başlar...
Galatasaraylı üstadım Hasan Abi seçilmiş hükümeti ne kadar ağır eleştirirse eleştirsin mevzubahis askerlerin vesayeti oldu mu o an Başbakan'a destek pozisyonunu alır... Demokrasinin gereği de budur...

***

Fakat üzücü olan "Başbakan'ın emrindeki paşaların ağzıyla Başbakan'a saldırmak" denen pozisyonun demokrasidışı ve hukuk-dışı olduğunu "Türkiye'nin Asker Sorunu" gibi yüzlerce sayfalık kitaplarıyla bizlere anlatan Hasan Abi kendisi bu başlıktaki zihiyetin aynısını geçenlerde yazısına manşet yaptı...
Hasan Abi'nin başlığı aynen şu: "Erdoğan'ın 'monşer kompleksi' Dışişleri'ne darbe vuruyor!"
Yazı boyunca tamamen Hariciye memurlarının ağzıyla Başbakan'a giydiriyor Hasan Abi... Askerler konusunda seçilmiş siyasetçilerden yana tavır koymayı "Demokrasinin gereği" sayan Hasan Abi, konu çoğu arkadaşı olan, kendine benzer özelliklere sahip monşerler olunca bir anda atanmış memurlardan yana tavır koyuyor ve seçilmiş siyaset adamlarını doğruyor...
"Paşa"
yerine "Monşer", "Askeriye" yerine "Hariciye" dendi mi bu cümlenin demokrasi-dışı olma mahiyeti ortadan kalkıyor mu Hasan Abi?
Prensip olarak bakıldığında "Asker ağzıyla sivil hükümete giydirmek" nasıl demokrasiye aykırı bir tavırsa "Monşer diplomat ağzıyla seçilmiş hükümete giydirmek" de aynı şekilde demokrasiye aykırı değil mi?
10 senedir Başbakan'ın elinde bu hak olmasına rağmen sadece birkaç tane dışarıdan Büyükelçi atadığı halde "Ya Başbakan ABD'de olduğu gibi dışarıdan yetişmiş diplomatları çoğaltırsa, onlara merkezde de yer verirse, klasik T.C. diplomatlarının menfaatlerine halel gelirse" kaygılarına sahip bürokratik vesayetin sözcülüğünü yapmak demokrat bir tavır mı?
***

TBMM'den çıkan bir yasa Hariciye monşerlerinin hoşuna gitmeyince hemen sivil ve demokratik siyaset kurumu yıpratılacak ve seçilmiş siyasetçiler itibarsızlaştırılacak öyle mi? Biz bu filmi "Askerler" bağlamında defalarca görmedik mi Hasan Abi?
Paşaların yaptığı hukuksuzluğun aynısını şimdi monşerler yapınca meşru mu oluyor yani?
Bu paşaların tek suçu Atatürkçü ve ulusalcı olmak mı?
Biz vesayetçiliğin Kemalist ve asker olanına mı karşı çıktık sadece?
Her türlü vesayetçiliği ayaklarımızın altına almadık mı? Vesayetçiliğin "sözde liberal" ya da "Batı yandaşı" görünümlü versiyonu olunca demokratik prensiplerimizi çöpe mi atacağız?
O zaman da kimi İslamcılar "bizim camiadan" diye bürokratik vesayet odaklarını meşru hükümete karşı desteklediğinde ne yapacağız? Yani bu paşalar da monşerler gibi daha Avrupalı, daha "liberal" görünümlü olsaydı o zaman da askerlerin kimi Ergenekoncu yazarları vasıta kullanarak hükümete bindirmeleri meşru mu olacaktı?
Bugün de sivil hükümete vesayet etmek isteyen bürokrasi çevrelerinin hukukdışı talimatıyla Başbakan'a kara propagandayla saldıran tetikçi kalemler yok mu Hasan Abi?
Şu soruma verilecek cevap da çok önemli... Bizim siyasi görüşlerimizin tamamını savunan bir bürokratik grup olsa bir de görüşlerimize tamamen zıt seçilmiş meşru bir hükümet olsa, tavrımız demokratik yolla hükümet olmuş siyasi partiden mi yana olacak,yoksa "bizden" diye bürokratik vesayet odaklarını mı destekleyeceğiz?
Bu sorularım haksız mı Hasan Abi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA