Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Aleviler kışkırtılıyor

Evet, 15 Ağustos için plan bu...Tarih çok yakın ve bu istihbarat çok ciddi...15 Ağustos'ta büyük ve kapsamlı olması istenen, yine günlerce Türkiye'yi kilitleyecek bir kaos ortamı yaratılmak isteniyor. Birileri Alevi yurttaşları topluca-içinde şiddet de barındıranbir ayaklanmaya sürüklemek istiyor...

***

Öte yandan herşeyi "dış mihraklar" ile açıklayıp kurtulma hastalığını da bırakmalıyız... Başka bir ülkeye nifak sokmak isteyen dış mihraklar hep var olacaktır. Özgürlükçü ve demokratik bir devlet, nifak sokulabilecek toplumsal zemini kurutabilen devlettir. Ortada sosyal zemin yoksa hiç kimse o ülkeye nifak sokamaz, hiçbir kesimi de kışkırtamaz... Rus devlet adamı Yevgeni Primakov'un şu itirafını herkes kulağına küpe yap- malı...
"Zamanında ABD'yi zenci meselesi vesilesiyle zayıflatmak, çökertmek için bir Moskova inşa edilecek para harcadık ama hiçbir sonuç elde edemedik. Çünkü ABD bu sorunu çözdü. Zencileri sisteme dahil etti."
***

Mesele budur... Eğer AK Parti hükümeti, Kürt meselesini çözme noktasındaki büyük cesaretini Alevi meselesini çözme yönünde de gösterirse hiç kimse Aleviler üzerinden bir kaos senaryosu kurgulayamaz. Tıpkı ABD'de zenciler üzerinden bir kaos ortamının istense bile oluşturulamayacağı gibi...
***

Gezi olaylarından da alınacak en büyük toplumsal ders Alevilerin talepleriyle ilgilidir. Geride bıraktığımız Kemalist rejimin ezdiği ve zulmettiği Alevilerle, bu olaylarda sesi daha çok çıkan eski rejimin imtiyazlı artıkları aynı kefeye konamaz. Kürtlerle eşit yurttaş olmak istemeyen, çoğunluk olan dindarların yönetimde olmasını reddeden, ayrıcalıklarını kaybetmemek için mücadele eden "Fülul sınıfı"nın anti-demokratik talepleri önemsizdir. Ama Alevilerin hak ve özgürlük talepleri sonuna kadar önemlidir, bu taleplerin gereği artık yapılmalıdır...Erdoğan hükümetinin de bu konuda hazırlıkları hızlandırdığını biliyorum... Acilen bir Alevi açılımı şarttır...
***

Türkiye tarihinde çok ciddi zulümler görmüş Alevi toplumunun günümüz konjonktüründe kendine zulmeden zihniyetle yanyanaymış gibi görünmesi çok üzücü bir durum. Fakat bunun kadar üzücü başka bir Türkiye gerçeği de bu ülkenin Sünni toplumunun ciddi bir kısmında mevcut olan Alevifobi olgusudur. Zaten Alevileri "laik cellatlar"ının yani Dersim katliamına imza atmış zihniyetin yanına iten temel sebep bu...
***

Oysa Aleviler 1950'li yıllarda DP'yi desteklemişlerdi. AP döneminden sonra Alevi-karşıtı histerilere sahip katı Sünni bakış bariz bir şekilde Türk sağına hâkim oldukça Aleviler hızla "sol"a kaydılar. Marksizm ve sol-Kemalizm üzerinden kendilerini ifade ettiler. Bu süreç içinde buna uygun kurgusal bir modernist Alevi teolojisi de oluşturuldu...
Fakat bugün bu kurgusallığın dışında kendi kimliğini başka bir üst ideoloji lehine terk etmek istemeyen, payandalığı reddeden bir Alevi kimlik hassasiyeti var. Çoğunluğuyla Alevi cemaati belli partilerin ve örgütlerin oy ve insan deposu olarak görülmek istemiyor... Yani bugünün Alevi duyarlılığı bir yandan Sünni-dindarlara ve Türk sağına geleneksel güvensizliğini sürdürüyor. Ama aynı zamanda Kemalizmin Alevilere yaptığı zulümlerin de farkında...
***

Alevilerin ortak hafızasında Maraş, Çorum, Malatya, Sivas ve Gazi katliamları sabit duruyor. Alevi ortak hafızası -en Atatürkçü söylemde olan Aleviler dahil- katliamların Kemalist vesayet rejimi tarafından tezgâhlandığına inanıyor. Fakat bu katliamlarda Sünni halkın ciddi kısmının saldırganlığı ve Alevifobik nefreti de yine hafızalarda... Açıkçası Alevi kimliği ve duyarlılığı açısından çıkışsız ve trajik bir durum var...
Peki neler yapılmalı? Yarın da onları yazacağız...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA