Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Tek adam meselesi

Son iki yıl içinde Türkiye'nin demokrat diye bilinen yazarları ortadan ikiye yarıldı. Ayrışma hafif hafif başladı ve sonra hızla yayıldı...
Ve bunların önemli bir bölümü de özellikle son dönemde Recep Tayyip Erdoğan"a "Tek Adam" ve "Diktatör" diyen cepheye katıldı...

***

Bu mesele etrafında hepsini yakından tanıdığım bu yazarlarla sık sık konuşmaya hatta onları buluşturmaya gayret ediyorum. Entelektüeller arası bu yarılma tamamen kopma ile sonuçlanmasın ve kalemden kılıçlar çekilmesin istiyorum...
Öte yandan son dönemde bu yazarlarla yaptığım telefon konuşmalarında bir şeyi fark ettim.
Bu yazarların çoğunluğu dilleriyle ve kalemleriyle Erdoğan'a "Tek adamlaşıyor. Diktatörleşiyor" deseler de gerçeğin böyle olmadığını çok iyi biliyorlar...
En azından içgüdüsel olarak mevcut "Yeni rejim"in gerçeklerini biliyorlar ama gerçekleri söylemeye ve yazmaya korkuyorlar...
Nereden mi biliyorum? Anlatayım.

***

Bu yazarlarla telefonda konuştuğumda hemen hepsiyle hep aynı şeyi yaşıyorum...
İsimleri şimdilik ben de saklı. Başlıyoruz konuşmaya.
"Tek adam rejimi var. Baskı rejimi bu ülkede artık" diyorlar.
"Resmen diktatör bu Tayyip. Görmüyor musun?" diyorlar.
"Bu ülkede bir Erdoğan sorunu var artık. Anla artık bunu" diyorlar.
Fakat aynı yazarlar başka netameli konulara girildiğinde dut yemiş bülbüle dönüyorlar...
Devlet içinden kimi kesimlerin Erdoğan'a karşı girişimleri, kimi tarihler ve somut isimleri konuştuğumuz an hemen hepsi nedense aynı tepkiyi veriyor... Ve aramızda hep aynı diyalog oluyor.

***

- Rasimcim bu konuları yüz yüze konuşalım.
ROK- Yahu n'oldu birden?
- Telefonda sağlıklı olmaz. Yüz yüze konuşalım.
- E deminden beri konuşuyorduk, n'oldu şimdi?
- Yok Rasimcim sonra konuşuruz, görüşmek üzere...

***

Burası öyle bir ülke ki bu ülkenin "demokrat" aydınları "Diktatör Tayyip" ile ilgili her şeyi söylemekten, yazmaktan çekinmiyorlar...
Ama o "Diktatör"ün emri altında olan(?) kimi bürokrasi çevreleriyle ilgili telefonda bir cümle etmeye bile korkuyorlar...
"Tek adam rejimine gidiyoruz. Farkında değil misin?" diye bana çıkışıyorlar. Ekranlarda da bunu haykırıyorlar. Fakat o "Tek Adam" emir verdiğinde hizaya geçmesi gereken(?) memurların oluşturduğu kimi çevrelerden tir tir titriyorlar. Onlarla ilgili yüz yüze bir dostlarıyla konuşurken bile etraflarını kolaçan ediyorlar ve telefonlarını uzak bir yere atıyorlar...

***
Bu nasıl bir "Diktatör" ki aydınlar bu "Diktatör"den daha çok o "Diktatör"den hiç hoşlanmayan kimi memurlardan korkuyor?
Hangi diktatörlük rejiminde aydınlar "Diktatör"ün telefonları dinlettiğinden ve kendine küfredenleri içeri tıktıracağından korkmaz da o "Diktatör"ü devirmek isteyen kimi devlet memurlarının onları içeri attıracağından korkar?

***
Bu nasıl tek adam rejimidir?
Bu nasıl bir diktatörlüktür?

***
Tüm zekâ ve vicdan sahibi yazarlara, gazetecilere ve akademisyenlere soruyorum...
Gelin artık gerçekleri konuşalım. Önce yaşadığımız düzeni dürüstçe teşhis edelim...
Bırakalım artık tiyatroyu...
Bu nasıl bir "Yeni Rejim"dir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA