Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

İstanbul'da istancool İstanbul kadar renkli

Sabancı Holding Başkanı Güler Sabancı'dan geçen akşam için bir davet aldım. Benim de aralarında olduğum bir grubu Sabancı Müzesi'nin restoranına çağırmıştı.
Güler Sabancı ile birlikte evsahibi Nazan Ölçer, Suzan Sabancı Dinçer, Erol ve Rana Tabanca, Osman ve Zeynep Çarmıklı, Asaf Savaş Akad, Kürşat Başar, Süha Özkan, Sedat Alaoğlu size bir çırpıda sayabileceğim isimlerdi. Hepimiz saat 7'de ordaydık da tanıştırılmak üzere beklediğimiz konuklar henüz gelememişti. Çünkü İstanbul'da müthiş bir hareketlilik başlamış, bir taraftan yaz konserleri, diğer yandan caz festivali açılışı vs derken trafik arapsaçına dönmüştü. Belki de bu yüzden bir saat gecikmeyle müzeye gelmeye başlayan yabancı konukların Güler Sabancı'ya ilk sözü, 'Şimdi cennete geldim. Trafik bizi yordu' olmuştu.

Süper tanıtım!

Gelenler için sanat, moda, tasarım, edebiyat ve film ikonları deniyordu ve o akşam bire bir tanışma fırsatı yakaladığım isimler arasında ABD'li ünlü senaryo ve roman yazarı Gore Vidal ilk sırada yer alıyordu. Sadece aynı anda onlarca iyi ismi İstanbul'a getiren bu etkinliğe şapka çıkartıyorum doğrusu. Çünkü müthiş bir Türkiye tanıtımı yapılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bu organizasyonu destekliyor olmasını da bu nedenle çok önemli buluyorum. Öğrendim ki İngiltere merkezli uluslararası kültürel diplomasi markası Libertum'un Türkiye ortağı İstanbul 74 bu işin İstanbul'da olmasını sağlamış. Londra, Paris, Milano ve New York'tan İstanbul'a gelen ve o akşam Sabancı'nın davetinde bir kısmıyla tanışma fırsatı yakaladığım isimler arasında ünlü mimar Zaha Hadid, aktör ve yönetmen Lee Daniels, ID ve Another Magazine dergilerinin yayıncısı Jefferson Hack, Nobel ödüllü edebiyatçı Sir VS Naipaul, moda tasarımcısı Gareth Pugh, Müzisyen Michael Nyman, yazar ve film yapımcısı Hanif Kureishi, yönetmen Stephen Frears, Kanadalı sanatçı Terence Koh, şapka tasarımcısı Philip Treacy, Wallpaper Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Tony Chamber ve Vouge İtalya Genel Yayın Yönetmeni Franca Sozzani de vardı.
Bu grubun içinde yolu en çok Türkiye'ye düşen isim Iraklı mimar Zaha Hadid idi. Yakında Demet Sabancı Çetindoğan için bir müze yapacağını duymuştuk. 'Hazırlıklarımız sürüyor. Henüz daha projeyi çizmeye başlamadık' dedi o akşam bana.

Eseri 500 bin dolar!

Doğrusu Güler Sabancı'nın tek tek tüm konuklarla tanışmakla kalmayıp, hepimizi de ayrı ayrı tanıştırması takdire şayandı. Bazen yanımıza geliyor, 'Biliyor musunuz uzun uzun konuştum. Ama karşımdaki sanatçı hiç konuşmadı. Meğer konuşma orucundaymış!" diyor, sonra ünlü Yazar Vidal'a Sabancı Müzesi'nin kitabını hediye ederken, 'Biraz ağır. Siz yorulmayın' deyince, Vidal'ın, 'Önemli değil, ben de ağırım' cümlesi üzerine, felsefeye girip, 'Ağır kime deriz ki zaten' diye başlıyor. Sabancı'nın tanıştığı ama konuşamadığı Kanadalı sanatçı Terence Koh ile daha sonra ben yazışarak konuştum. Bir eserinin 500 bin dolara satıldığı ve hemen yanımda Zaha Hadid'in onu göklere çıkartarak, 'Son on yılda müthiş oldu. Büyük tasarımcı' diye övgü düzdüğü Terence Koh o akşam kalın beyaz çerçeveli siyah camlı gözlüklerinin arkasından bize baktı. Çantasından beyaz defterini çıkartıp arada bişiler yazdı ve hiç konuşmadı. 26 gündür konuşmuyormuş ve ruhuna çok iyi geliyormuş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA