Sanıyorum TÜSİAD'ın tarihindeki ilk yeri değiştirilen yüksek istişare toplantısı oldu. Terör belası hayata öylesine darbeler indiriyor ki, kimsenin başını kaldırıp ufka bakması mümkün olamıyor. Ve Türkiye ne yazık ki bu makus talihini bir türlü yenemiyor!
Patronlar her yıl yaz ayına denk düşen bu toplantıyı bir sahil kasabasında yapardı ama son derece doğru bir kararla yaşanan gelişmeler üzerine toplantı İstanbul'a alındı. Ama tabii bizi dün toplantı başlayıncaya kadar bilgilendirmediklerine bakılırsa, toplantıya onur konuğu olarak katılacağı duyurulan Fransız akademisyen, yazar ve Devlet Onursal Danışmanı Prof. Jacques Attali, TÜSİAD yönetimine de gelmeyeceğini son ana kadar söylemedi.
Hal böyle olunca, YİK Başkanı Mustafa Koç ve Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner'in konuşmalarını dinleyip Çırağan Sarayı'ndan çıktım. Doğrusu Attali'nin hangi gerekçeleri sunmuş olursa olsun gelmemesini çok yadırgadım.
Boyner'in sert çıkışı sürüyor!..
TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'in belki üyelerin tahminlerinin de ötesine geçen sert ve ezber bozan türdeki çıkışları dünkü konuşmasıyla bir kez daha pekiştiğini gördüm. TÜSİAD'ın ağır topları diye bildiğimiz önde gelen isimlerini son birkaç aydır ülke meseleleri üzerine konuşmaya bir türlü ikna edemiyordum. Hepsi de ısrarla bizim adresimiz TÜSİAD'tır deyip duruyorlardı. Nitekim şimdi anlıyorum ki Ümit Boyner, patronlara tercüman oluyor bu konuşmalarıyla. Boyner konuşuyor, Koç'undan Eczacıbaşı'na, Tara'sından, Yaşar'ına, Sabancı'sından Özilhan'ına TÜSİAD'ın önemli isimleri destekliyor.
Patronlar ekonomi konuşmak istiyor ama bir numaralı gündem haline gelen terör izin vermiyor. Haliyle demokratikleşme, gerçek bir Kürt açılımı Ankara'dan istenen en büyük talep oluyor. Belki de bu nedenle Mustafa Koç, kürsüden ısrarla ekonomik tablonun güçlü bir demokrasiyle tamamlanmasına vurgu yaparken, ülkenin tamamına bir huzur ortamı hakim olduğu takdirde Türkiye'nin Avrupa'da değil dünyada bir mücevher gibi parlayacağına olan inancını yüksek sesle dile getiriyor.