Dosyalar tek tek ele alınacağına, anayasanın dokunulmazlıkla ilgili maddesine bir sınırlama getirilmesi daha köklü bir çözüm olmaz mı? Dokunulmazlık, milletvekilinin yargıdan kaçması için tanınan bir imtiyaz değil; yasama bağımsızlığını teminat altına almak maksadıyla çalıştırılan bir mekanizma. Meseleyi bu çerçevede ele alınca, "Rüşvet, irtikâp, ya da cinsel taciz gibi iddialarla karşı karşıya kalanlar niçin yargıya hesap vermesin?" diye insan düşünüyor. Bu suçların yasama bağımsızlığıyla bir ilişkisi yok ki! Tabii bazı endişeler dile getirilebilir. Sözgelimi hükümet, muhalefeti, davalarla sindirmek yoluna gider mi? Yargıyı kendi amacı için kullanabilir mi? Türkiye'de, yargı bağımsızlığına ilişkin kaygılar hep var olmuştur. Nitekim Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlık kapsamını daraltmaya yanaşmamasının arkasında mahkemelere güvensizlik yatıyordu. 28 Şubat süreci ve sonrasında Erdoğan'ın siyaset yolunu kesmek için yargının ısrarla kullanıldığını bilenler açısından bunlar haklı endişelerdi. Ama Başbakan'ın, iktidarının 10. yılında, hâlâ o kaygıyı taşımasına gerek yok. 10 yıl önce Baykal'a bir açık oturumda verdiği sözün gereğini yerine getirebilir.