Bedellide, sınır, 30 yaşından gün almak olarak belirlendi. Bunun anlamı, aslında, 29 yaşını doldurmuş olmaktır. Yani, 1982 doğumlular da kanunun kapsama alanı içinde. Kanun, Resmi Gazete'de yayınlanınca yürürlüğe girecek. Diyelim ki 30 Aralık'ta yayınlandı. 1982'nin Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım aylarında, hatta 29 Aralık'a kadar doğanlar, bedelliden yararlanacak. Tayyip Erdoğan, zaten, üstüne basa basa "30 yaşından gün almış olmak" dedi.
***
Yapılan açıklamalara göre,
460 bin kişi bedelli kapsamında. Tabii, bedelin 30 bin lira olması onlara ağır bir yük getiriyor. Bu yüzden, müracaat sınırlı kalabilir. % 20 faydalansa, diğerleri için önemli bir haksızlık doğmuş olacak; çünkü, onlar
"asker kaçağı" sayılmaya devam edecek. Net maaşlarına göre bir oran tesbit edip, ödeme yapmaları kabul edilebilirdi. Kaldı ki, Genelkurmay'ın açıklamasına göre, subay, astsubay, yükümlü asker ve sivil personel toplamı 720 bin. Bunun 458 bini er ve erbaş. Bu haliyle bile çok kalabalık bir orduya sahibiz. Bedelli askerlik yasası çıkarılmasa ve bakaya olmuş 460 bin kişi de vatani görevini yapmak isteseydi ne olacaktı? Bu yükü nasıl kaldıracaktık? Anlaşılıyor ki, bedelli, sadece askerlik çağına gelmiş ama bu yükümlülüğünü yerine getirmemiş gençleri memnun etmek için değil, ordu daha fazla er ve erbaşa ihtiyaç duymadığı için kabul edildi. Bu durumda, 30 bin lira gibi fahiş bir rakam daha çok göze batıyor.
***
Genelkurmay,
"458 bin er ve erbaş var" diyor. Acaba bunların ne kadarı TSK'nın sosyal tesislerinde (orduevi, tatil kampı, restoran, lojman vs) kullanılıyor? Bu husus da Genelkurmay tarafından açıklansaydı, ihtiyaç duyulan er ve erbaş sayısının daha da düşük olduğu ortaya çıkardı.