Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

KCK çözümü zorlaştırıyor

Kürt meselesinin hallinde özgürlükleri genişletmek ve hatta onları teminat altına alacak yeni bir anayasa düzenlemek yeterli olacak mı?
KCK Sözleşmesi ve hedeflenen Demokratik Özerklik, beni doğrusu şüpheye düşürüyor. Çünkü Demokratik Özerklik, yerel yönetimlerin güçlendirilmesinden ve yetkilerinin arttırılmasından çok farklı bir durum arzediyor. Bu özerk yapının temelinde, birbiriyle yarışan siyasi partiler yok. KCK Sözleşmesi'nde, köy, mahalle, ilçe ve şehir komünlerinin aldığı kararlar, Halk Meclislerinin kararlarıyla uyumlu olmak zorunda. Komünler, Kürdistan Komünler Birliği (KCK) kararlarını uygulamakla yükümlü. En tepede, KCK kurucu önderi Abdullah Öcalan var. Sözleşmede, "Her alanda, bütün halkı temsil eden önderlik kurumudur ve bu kurum en son karar merciidir" deniliyor.
Amacın Demokratik Özerklik olduğunu belirten KCK Sözleşmesi'ne göre, vatandaşların "meşru savunma yükümlülüğü" var. Gene Sözleşme'deki bir madde, "Tüm barışçıl eylemler boşa çıkarsa, ayaklanma ve öz savunmaya dayalı gerilla savaşının gündeme gelmesini" öngörüyor. Burada bir totaliter hiyerarşi söz konusu. Ayrıca, şiddet yöntemine başvurma imkânı da açık bırakılıyor.
Bence KCK, siyasetin alanını genişletmekten ziyade, kendi amaçlarını gerçekleştirmek için, meşru siyaset (BDP) üzerinde egemenlik kuruyor. PKK'nın önerdiği biçimdeki bir Demokratik Özerkliği kabul etmek mümkün olmadığına göre, çözüm de kolay olmayacak demektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA