Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Baykal ve Önder Sav ile görüşmesinden uzlaşma çıkmadı. Kimi, eski dönemi hatırlatarak, Baykal'ın bugün "çarşaf liste" için ısrarını çelişkili bir tavır olarak değerlendiriyor.
Blok listeyi Kılıçdaroğlu düzenleyecek ve dengeleri gözeterek 80 isim belirleyecek. Eğer Kurultay'da salt çoğunluk "çarşaf liste" derse, o takdirde, aday sayısı, Parti Meclisi'nin üye sayısından fazla olacak ve delegeler daha özgür bir tercih yapabilecek. Baykal, Kılıçdaroğlu'nun "parti içi demokrasi" vaatlerinden yola çıkarak, "çarşaf liste" diye dayatıyor. Gerekçesini şöyle açıklıyor: "Tasfiye söylentilerine verilecek en inandırıcı cevap çarşaf listedir."
Anlaşılıyor ki dün, Baykal, partide çatlak sesler duymamak için blok liste uyguluyordu. Bugün, daha demokratik bir seçime ihtiyaç duydu. Bu defa, Kılıçdaroğlu hâkimiyetini kurmak maksadıyla, "çarşaf liste" vaadini askıya aldı. Eğer bir çelişkiden söz edilecekse, her iki genel başkan için de benzer bir durum mevcut. Kaldı ki, çarşaf liste çıksa dahi, gruplar "anahtar" listelerle gene Kurultay üyelerine yol gösterebilirler.
Bir soru sormak isterim: Parti Meclisi'nde karma bir yapı mı CHP'de suların durulmasını sağlar? Yoksa Kılıçdaroğlu'nun damgasını taşıyan bir Parti Meclisi ile mi CHP, birlik ve bütünlüğünü güçlendirir? Küskün bir kitle yaratılmasının seçim sandığına olumsuz yansıması söz konusu değil mi? Tasfiye edileceklerin parti tabanında bir karşılığı yok mu? Bu soruların cevabını zaman içinde alacağız. İlk aşama Kurultay. Bakalım 18'inde çok sert bir mücadele yaşanacak mı? Kurultay delegeleri salt çoğunlukla "çarşaf liste" isteyecek mi? Gizli oy kullanılmadığı takdirde gerçek iradenin ortaya çıkacağına inanmıyorum. Ama gizli oy Kılıçdaroğlu'nun işine gelmeyecektir.
Bütün bu gelişmeler, parti içi demokrasi konusunda, ne kadar geri kaldığımızı gösteriyor. Herkesin niyeti iyi; söylem güzel fakat tatbikata geldiğinde -şartlar gereği- "bir defalık" demokratik uygulamalardan (çarşaf liste, gizli oy, önseçim) vazgeçiyoruz. Oysa demokrasi herkese lazım. Mesela Baykal, daha demokratik bir tüzük yapmış olsaydı, bugün kendisini destekleyen delege ve milletvekillerinin sesi daha gür duyulurdu.
CHP, Kurultay'ı kıyamet kopmadan aşar ve 2011 seçimlerinde de en az %27'lik bir oy oranına kavuşursa, Kılıçdaroğlu'nun önü açılacaktır. Bununla beraber, ancak %30 ve üstü, onu, parti içi rekabetten kurtarıp rahat nefes almasını sağlar.