Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) 3 generalin yürütmeyi durdurma taleplerini reddetti ama iptali istikametindeki müracaat hâlâ devam ediyor. Dosya esastan görüşüldükten sonra, sürpriz bir iptal kararı her an çıkabilir.
AYİM, yürütmeyi durdurma kararı verseydi, bugün Türkiye, Wikileaks tartışmalarını gölgeleyecek, -asker odaklı- yeni bir çekişmenin içine düşecekti. Hükûmet, Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 65/a maddesine dayanarak, 3 generali açığa aldı. Çünkü bu generallerin haklarında açılmış ağır hapis cezasını gerektiren bir dava var.
AYİM, idari tasarrufun hukuka uygun olup olmadığının denetimini yapabilir. "Yerinde mi, değil mi?" bunu inceleyemez. Aynı durum, sivil idare mahkemeleri ve Danıştay için de söz konusu. Anayasanın 125. maddesinde son referandumla gerçekleştirilen bir düzenleme, bu hususa açıklık getiriyor. "İdare mahkemeleri yerindelik kararı veremez" deniliyor.
Komuta heyeti, Yüksek Askeri Şûra'da, TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesi çerçevesinde hareket etmeli ve bu maddenin (a) fıkrası uyarınca, 3 generalin terfi işinde ısrar etmemeliydi. İhtilâf o noktada çıktı. "Bugün çözülmesinde yeni Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile varılan mutabakatın payı var" diye düşünenlerin olduğunu biliyorum. Ben de o fikirdeydim ama, AYİM Başkanı Tuğgeneral Abdullah Arslan ile konuştuktan sonra kanaatim değişti. Yarın onun sözlerine sütunumda yer vereceğim.