Wikileaks belgelerini inceleyince, ülkemizde asıl tartışma yaratan iddia ve yorumların, 26 Ağustos 2003-17 Haziran 2005 tarihleri arasında büyükelçi sıfatıyla Ankara'da bulunan Eric Edelman'ın raporlarından kaynaklandığını görüyoruz. Daha sonraki yıllarda, önce Ross Wilson, sonra James Jeffrey büyükelçilik makamına oturmuş. Onların tahlilleri, çok daha soğukkanlı; farklı görüşlere itibar eden belgeler göndermişler Washington'a.
Edelman'ın, hem Türkiye- ABD ilişkilerinin gerginleştiği bir dönemde Ankara'ya gelmesi, hem de büyükelçinin AK Parti'ye duyduğu "husumet", en hafifinden "kuşku", yazdıklarını da etkilemiş.
Edelman, 2004 ve 2005 tarihlerini taşıyan raporlarında, dedikodu yapmış; bütün söylentileri doğrulatmaya gerek görmeden, kayıt altına almış. İşte bazı örnekler:
Erdoğan'ın servetini belediye başkanlığı döneminde rüşvetle elde ettiği iddiaları kanıtlanmamakla birlikte, şimdi de bazı danışmanların (Hikmet Bulduk, Mücahit Aslan, Cüneyt Zapsu) haksız menfaat elde ettiklerine dair yoğun duyumlar alıyoruz. Sözgelimi, Tüpraş rafinerisinin özelleştirilmesi. (20 Ocak 2004 tarihli rapor)
Erdoğan, yarı profesyonel bir futbol oyuncusu çalımıyla ve yalaka danışman grubuyla, 16-17 Aralık'ta, AB'nin iktidar koridorlarında yürürken, Avrupa'da yılın lideri olmaya güçlü bir aday gibi görünüyordu.
Savunma Bakanı Vecdi Gönül, kısa bir süre önce, Gül'ün yakın mesai arkadaşı Davutoğlu'nu, bize, "aşırı tehlikeli" olarak tanımladı.
AK Parti içindeki bazı kontaklarımız, Erdoğan'ın diğer dış politika danışmanlarını (Cüneyt Zapsu, Egemen Bağış, Ömer Çelik, Mücahit Aslan ve özel kalem müdürü Hikmet Bulduk) yetersiz, bilgisiz ve yolsuzluğa karışmış olarak nitelendiriyor.
AK Parti milletvekillerinden 60-80'i Fethullah Gülen cemaatine mensup.
Bize verilen bilgilere göre, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Dış Ticaret Bakanı Kürşad Tüzmen ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu, yolsuzluğa karışan isimler arasında görülüyor.
İki kontağımız, Erdoğan'ın İsviçre bankalarında 8 hesabı bulunduğunu söyledi.
AK Parti'nin bürokraside belirlediği isimler düşük kaliteli. Savunma Bakanı Gönül, Gümrük Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu ve Orman eski Genel Müdürü Abdurrahman Sağkaya gibi üst düzey kariyerli görevliler, Ömer Dinçer gibi yetersiz, önyargılı ve cahil isimlerin, üst düzey göreve getirilmesinden dolayı duydukları şaşkınlığı ve memnuniyetsizliği bizlere ilettiler. (30 Aralık 2004 tarihli rapor)
Abdullah Gül, özellikle Erdoğan'ın dış gezilerinde, perde arkasından entrika çevirmeye devam ediyor. Gül, Erdoğan'ın altını oymaya ve partinin daha büyük bir bölümünü kendi kontrolü altına almaya çalışıyor. Gül'ü yakından tanıyanlar, onun Batı'ya karşı, Erdoğan'a kıyasla daha ideolojik bir bakış açısına sahip olduğunu belirtiyor. (25 Mart 2005 tarihli rapor)
Bunlar Edelman'ın Washington'a gönderdiği değerlendirmeler. Oysa halefi Ross Wilson, laikçilerin endişelerini seslendirmekle birlikte, farklı düşünceleri de raporuna koyuyor ve bir hüküm cümlesi kurmadan, madalyonun iki yüzünü, ABD'li yöneticilere yansıtıyor. Keza, Jeffrey'in dili de çok daha soğukkanlı.