Ah keşke, Erbakan, aileden 4 kişiyi Genel İdare Kurulu'na sokmakta diretmeseydi! Oğlunun, kızının, damadının ağabeyinin, Genel İdare Kurulu'na (GİK), damadının ise, yedekten GİK'e girmesi için ısrarlı davranmasaydı! Numan Kurtulmuş ekibi, "Aileden bir kişiyi GİK'e, birini de GİK yedek üyeliğine alalım" dediler. Bu teklif kabul görmedi. Bunun yanı sıra, "Ağabeyler" de tartışma konusu oldu. Oğuzhan Asiltürk, Ahmet Tekdal, Fehim Adak, Yasin Hatipoğlu, Şevket Kazan, Temel Karamollaoğlu yerine, sadece Recai Kutan, GİK'te görev yapsın, diğerleri Yüksek İstişare Kurulu'nda bulunsun teklifi götürüldü. "Hem Yüksek İstişare Kurulu'nda, hem de GİK'te aynı zamanda bulunmasınlar" denildi. Bir tek Recai Kutan, arada irtibatı da sağlayabilir düşüncesiyle, iki kurulda birden yer alacaktı. Bu teklif de kabul edilmedi. O zaman, beyaz listeye karşı yeşil liste çıktı. Yeşil, Erbakan'ın listesiydi. Zaten beyaz listedeki adaylarla büyük benzerlik gösteriyordu. Değişiklik yalnız, aile ve ağabeylerle, yani 10-15 isimle sınırlıydı. İkinci liste çıkınca, Numan Kurtulmuş rahatsız oldu. İstifalarla, yeşil listeyi gündemden düşürmeyi denediler. Fakat tüzükte bu konuda açık bir hüküm bulunmuyordu. İki liste de, seçimlere katıldı. İstifaların peş peşe gelmesi, Erbakancıları karşı atağa geçirdi; boykot çağrısı yaptılar: "Oy vermeyin" mesajları delegelerin telefonlarına gönderildi. Seçimde, 1250 delegeden ancak 638 kişi oy kullandı. Oy kullananların çoğunluğunu alanlar ilk turda GİK üyesi seçildiler. Ama Genel Başkan olabilmek için, ilk iki turda delege sayısının salt çoğunluğunu elde etmek gerekiyordu. Bu yüzden Kurtulmuş ancak üçüncü turda, 310 kişinin desteğiyle Genel Başkanlık koltuğuna oturdu.