"Onlar benim kahramanlarım" diye düşündüm geçen gün: Nükhet Duru, Sibel Turnagöl, Gülben Ergen ve daha niceleri... Tırnaklarıyla kazıya kazıya bir yerlere gelenler. Emeğe emek katarak ayakta kalmaya çalışan bütün kadın sanatçılar.
İlk bakışta, pırıltılı hayatları etkiler sizi. Ama tanıdıkça, fedakârlıklarını, gayretlerini gördükçe, onların ne büyük savaşçı olduğunu fark edersiniz. Hayranlık duyarsanız.
Meselâ Nükhet Duru... Tek işi şarkı söylemek mi? Nükhet, aynı zamanda modelini çizdiği elbiseler satıyor; internet üzerinden hediyelik eşya pazarlıyor. Kendi ayakları üzerinde durabiliyor. Üstelik boş vakitlerini anneciğine ayırıyor; ona bakıyor; sevip okşuyor: "Anne, çocuk oldu; o ise anne."
Bir başka savaşçı sanatçı Sibel Turnagöl... Efendiliğini yıllarca kaybetmedi. Sanat dünyasında hanımefendilik nakise teşkil ediyor maalesef. Ama buna rağmen, Sibel, şahsiyetini korumayı başardı. Ailesinin bütün sorumluluğunu o taşıyor.
Ve Gülben Ergen... Onunla twitter'da yakınlaştım. "Çocuklar Gülsün Diye" ne büyük çaba sarf ettiğini izledim. O da bugünkü hayatına öyle kolay ulaşmadı; inişleri çıkışları oldu. Zoru tanıdığı için, bugünün kıymetini biliyor.
İlk aklıma gelen bu üç sanatçı oldu. Görünüşte pırıltılı bir hayat ama her sanatçının bir de iç âlemi var. O âlemi keşfederseniz, her birinin kahramanlığını daha iyi görürsünüz.