Anayasa Mahkemesi eski raportörü Osman Can, "Anayasa Mahkemesi'nden iptal kararı çıkarsa, bunun yok hükmünde sayılması gerektiğini" söyledi. Can'ın bu sözleri, tepki topladı ama inanınız, uygulanabilirliği referanduma bağlı olan bir yasanın, referanduma gitmeden önce, önü Anayasa Mahkemesi tarafından kesilirse, bu durum, çok daha büyük bir tepkinin doğmasına yol açacaktır.
Nasıl olsa hükûmet, Osman Can'ın tavsiyesine uyarak, mahkeme kararını yok hükmünde saymaz. Buna mukabil, eski değerlendirmelerine bakarak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı verme ihtimalinin hayli yüksek olduğunu söyleyebiliriz.
Anayasa Mahkemesi'nin yetki sınırını aşan uygulamalarına karşı başka önlemler de var. Mahkeme, "türban kararını" verdiğinde, Adalet Komisyonu Başkanı, AK Parti milletvekili Ahmet İyimaya, "askıya alıcı veto" kavramını ortaya atmıştı. Bu uygulamaya göre parlamento, Anayasa Mahkemesi kararını etkisiz kılabiliyor. Ama bunun için nitelikli çoğunluk gerekiyor.
***
Ahmet İyimaya, o tarihte Portekiz örneğini vermişti:
Portekiz Anayasası'na göre, Anayasa Mahkemesi kararları, nihai bir nitelik taşımıyor. Parlamento, anayasaya aykırı bulunan bir kanunu nitelikli bir çoğunlukla aynen kabul edebiliyor. Portekiz Anayasası'nın konuya ilişkin 279'uncu maddesi şöyle:
"Anayasaya aykırı bulunan kanun, kararname veya uluslararası antlaşma hükümleri, parlamentonun üye tam sayısının salt çoğunluğundan fazlasının kabulü şartıyla ve toplantıya katılanların en az 3'te 2'sinin evet oyuyla kanunlaşabilir." (Demek, Portekiz'de, Anayasa Mahkemesi aykırılık görse dahi, parlamento, salt çoğunluğun -yarıdan bir fazla milletvekilinin- oyuyla ve toplantıya katılanların 3'te 2'sinin desteğiyle, kanunu aynen yürürlüğe sokabiliyor.) İyimaya, Portekiz'de Türkiye'den farklı olarak kanun ve kararnamelerin, yayınlanmadan evvel ön denetimden geçtiğini hatırlatıyor. Fransa'daki gibi. Portekiz Anayasa Mahkemesi'nin kararları, iptal değil, anayasaya aykırılık beyanı şeklinde tezahür ediyor ve parlamento, anayasaya aykırılığı açıklanan hükümleri ya düzenlemelerden çıkartıyor ya da 3'te 2 oy nisabını sağlamak şartıyla, mahkemenin kararını etkisiz kılıyor.
Osman Can'ın önerisi olmaz ama
"askıya alıcı veto" uygulaması pekalâ mümkün. Bununla beraber,
"askıya alıcı veto" düzenlemesi anayasamızda mevcut olmadığından, bugün için uygulamak mümkün değildir. Zaten, TBMM'deki partilerin halihazırdaki sandalye dağılımıyla 3'te 2 çoğunluk da sağlanamaz.
Peki neden bu konuda yazıp çiziyoruz? Galiba, başka işimiz yok, zihin jimnastiği yapıyoruz.