İsrail'in Mavi Marmara gemisine saldırmasını herkes kınıyor. Bununla beraber, yavaş yavaş, farklı tavırlar da ortaya çıkıyor. Bunlardan biri, en belirgin olanı, İsraillilerin görüşüyle de uyuşuyor: "Askerlerin helikopterden gemiye inip, ölümlere sebebiyet vermesi çok büyük hata ama, İHH'nin önderliğindeki bu organizasyon da o kadar masum değil. İHH, İslâmi bir kuruluş... Hamas ile işbirliği olabilir vs..."
Suret-i Hak'tan görünüp, kendi kalemize gol atmak işte buna denir. Netanyahu ağzıyla konuşmak, bir yardım konvoyunu terörün parçası gibi takdim etmek!
İHH'nın, İslâmi bir duruşu olduğu reddedilemez. Ama, buradan yola çıkarak, İslâm dünyasının dertlerini dert edinen bir duyarlılığı, Hamas ile işbirliği yapmak gibi bir gizli niyete bağlamak, fevkalade yakışıksız.
Ölenlere neden "şehit" deniliyormuş!!! Ortaya atılan sorulardan biri de bu. O gemiye binenlerden pek çoğu, Müslümanlara hizmet yolunda bir sefer düzenlemişlerdi. Bu sefere, "cihad" diyenler varsa, cehd, gayret anlamındadır. Amaç, sadece Gazzelilerin acil ihtiyaçlarını karşılamak değil, ablukayı kırmak, bu açık hava hapishanesini teşhir etmek olabilir. Gazze'deki 1.5 milyon Müslüman'ın yaşadığı sıkıntıları gündeme getirmek, dünyanın dikkatini çekmek... Bütün bunların terörle ne ilgisi var? Gemide kaybettiklerimize "şehitlerimiz" denilmesinin sebebi, o kişilerin böyle bir önemli davada hayatlarını kaybetmesi. İnsani ve İslâmi kaygılarla yola çıkmışlardı; bu uğurda öldüler; şehit oldular.