Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu, 16 Ocak'ta, Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla, kapılarını açıyor. Ben de orada olup, izlenimlerimi aktaracağım.
Keşke Başkan Kadir Topbaş, protestoculardan birini, meselâ en sempatik olanını, Nedim Saban'ı da davet etse. Çünkü anlaşılıyor ki, Saban'ın kuşkuları dinmemiş. Hâlâ zihninde soru işaretleri var:
1) Tiyatro, sadece salondan ibaret değildir. İdari kadro için yalnız 11 adet oda mevcut. Kim nereye sığacak?
2) Eski tiyatronun sahne derinliği 22 metreyken, şimdiki tiyatronun yalnız 17 metre derinliği bulunuyor. Eski tiyatroda seyirciler için geniş bir fuaye alanı vardı. Yeni inşa edilende neredeyse yok. 600 seyirci nereye sığacak? Oyundan önce nerede bekleyecek? Bu mu muazzam yeni tiyatro?
3) Eskisinde bir de oda tiyatrosu mevcuttu; bunda yok.
4) Kongre Vadisi, artık 120 bin metrekarelik bir alan. Tabii ki buranın velâyeti tiyatroya ait değil. Ocak ayında ihale var. Kim kazanacak? Tahmin edeyim mi? Alfabenin 26 harfini at, adı ilk üç harf içinde A, B, ya da C ile başlayan biri mi?
Saban, teşhir işinden oldukça rahatsız. Biraz da, Nazi dönemini hatırlatarak şöyle yazıyor: "Ben artık münzevi bir hayatı seçiyorum, evime kapanıyorum efendim. Evimin kapısına kırmızı bir kurdele asınız. Saçlarımı zaten kazıttım. Artık her kez beni 'Aha kazmaya karşı çıkan kazma' diye tanıyacak. Toplum karşısına çıkamayacak durumdayım bu utanç bana ömür boyu yeter."
Keşke Nedim Saban'a da bir davetiye gitse! Belki de, fark edilmek için, kırmızı kurdelesiyle gelirdi.