İstanbul, Tokyo ve Madrid ile birlikte, 2020 Yaz Olimpiyatları'nın resmi aday kentlerinden biri oldu. Bu çok heyecan verici, Türkiye'ye prestij katacak sevindirici bir gelişme. Olimpiyatları düzenleyecek kent, 7 Eylül 2013 tarihinde belirlenecek. Gerek Türkiye'nin popüler konumu, gerekse İstanbul'un bu adaylıkla ilgili devletin tüm kurumlarından yoğun destek görmesi, kentin şansını büyük ölçüde güçlendiren faktörlerden. İstanbul, adaylıkla ilgili 'resmi' üç kentten biri olma statüsünü kazanarak, olimpiyat yolunda dev bir adım attı.
Kent, önceki yıllarda da olimpiyatlara aday olmuştu. İstanbul 2000 yılında elenmiş, 2004'te de Atina karşısında kaybetmiş, 2008 yılında dördüncü olmuş, Pekin kazanmış, 2012'de ise olimpiyatların ev sahipliğini Londra'ya kaptırmıştı.
Böylesine güçlü evrensel organizasyonlarda, bu tür deneyimleri yaşamanın etkisi çok olumlu oluyor. İstanbul zaten olimpiyatlara çok iyi hazırlanmış bir kent görüntüsü veriyordu. Eminim bunun karşılığı alınacaktır. İstanbul, Madrid ve Tokyo'yu eleyerek, olimpiyat yarışında düzenleyici kent konumuna gelecektir. İstanbul'un 2020 Olimpiyatları'nın aday kenti olması, İzmir'in EXPO 2020 serüvenini; eğer iyi kullanılırsa çok olumlu etkileyecektir.
YA OLİMPİYAT, YA FUTBOL
Her ikisi ayrı alanlarda organizasyonlar olduğu için, birbirini 'olumsuz' etkileme ihtimali hiç yok. Sadece İstanbul'un olimpiyatları düzenleme hakkını kazanması, Avrupa Futbol Şampiyonası'nın, Türkiye'de gerçekleşme ihtimalini olumsuz etkileyebilir.
Çünkü her ikisi de spor alanında, dünyanın en önemli organizasyonları. Hiçbir 'evrensel kurul', aynı tarihe denk gelen bu kadar büyük iki organizasyonu, aynı anda, aynı ülkeye vermez gibi. Bunu net olarak görmek gerekir. Ama İzmir'in EXPO 2020'nin en güçlü adaylarından biri olması, olimpiyatları kesinlikle olumlu etkiler. Çünkü ikisinin de bulunduğu alanlar ayrı; biri dünyanın en önemli spor olimpiyatı, diğeri ise fikirlerin olimpiyatı.
Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Prof. Dr. Uğur Erdener de aynı düşüncede. İki organizasyon arasında sinerji yaratma işini, elbette öncelikle İzmir sürüklemeli.
YOL KAZASI, DERS OLMALI
EXPO 2020'yi hangi kentin düzenleyeceği 2013 Aralık ayında belli olacak. Olimpiyatın düzenleneceği kent ise aynı yılın Eylül ayında belirlenecek. Eğer İstanbul olimpiyatları alırsa, İzmir'in adaylığında seçimin kaderini tayin edecek BIE delegeleri, bundan olumlu etkilenir.
Bu konu, EXPO stratejisine dahil edilebilir. Bir yanda İstanbul'da olimpiyat, diğer yanda İzmir'de 'fikir olimpiyatı.' Belki 12 Haziran'da Paris'te gerçekleştirilecek EXPO sunumunda, bu konuya da bir gönderme yapılabilir ya da sonraki sunumlarda.
İzmir'in EXPO sürecinde hata yapma lüksü bulunmuyor.
Ürettikleri ve kişilikleriyle, İzmir'in değerleri olan Mahmut Özgener, Ender Yorgancılar, Işınsu Kestelli'nin, geçtiğimiz günlerde Yürütme Komitesi'nden istifa etmeleri, eminim herkesi çok üzdü. İzmir artık bu 'yol kazasından' iyi bir ders çıkararak, önümüzdeki süreci iyi yönetmeli.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Paris'teki sunumda konuşmamayı tercih etmiş. Dün manşetimize yansıyan bu haberin perde gerisine baktığımızda; Mahmut Özgener ile Ender Yorgancılar'ın, aslında 1.5 ay önce Aziz Kocaoğlu'na, Paris'te konuşma önerisini ilettiklerini, ama Kocaoğlu'nun bu öneriye o günlerden itibaren sıcak bakmadığını öğreniyoruz. "Konuşmak için değil, kazanmak için çalışıyoruz" diyen, ama belli ki geçmiş sunum döneminden, doğal bir kırgınlık taşıyan Aziz Kocaoğlu'nun tutumunu, elbette saygıyla karşılamak gerekli. Ama kentin seçilmiş isminin, Paris'teki sunumda konuşması, önem taşıyor. Bu nedenle Kocaoğlu'nun bu öneriyi yeniden değerlendireceğine inanıyorum.