Demek ki... Olabiliyormuş... Halk pekâlâ Cumhurbaşkanı'nı seçebiliyormuş.
Yıllarca "Halk bilmez... Halk cahil" diyenler...
"Profesörün oyuyla, mankenin oyuyla, mühendisin oyuyla" dağdaki çobanın oyu bir olabilir mi diyenler...
Cumhurbaşkanı'nı halk seçince... Acaba ne diyecekler?
Türkiye "Bu yetkiyi... Cumhurbaşkanı'nı seçme yetkisini" çok daha önce halka verebilseydi...
Örneğin 1980'de... 12 Eylül ihtilalinden önce...
Halk pekâlâ Cumhurbaşkanı'nı seçerdi.
"Genç kuşak" bilmeyebilir... Bilenler de unutmuş olabilirler... Hatırlatalım:
1980'de Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için TBMM'de "115 tur oylama yapıldı... Seçilemedi."
TBMM, dile kolay, tam "5 ay 17 gün Cumhurbaşkanı seçmeye çalıştı... Başaramadı."
12 Eylül ihtilalinin gerekçelerinden biri de neydi?..." Cumhurbaşkanı'nı seçmeyi bile beceremeyen Parlamento."
Madem bu konuya girdik... Eksik bırakmayalım.
1980'de... Turlar uzayınca... Cumhurbaşkanlığı seçiminin halka bırakılması gündeme geldi.
Hatta... Bu konuda Meclis'e Anayasa değişikliği teklifi bile verildi.
Sonra... Ne mi oldu?
Meclis Anayasa Komisyonu "Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesi Anayasa'ya aykırıdır" dedi.
Anlı şanlı hukuk profesörleri "Aynı yönde görüş bildirdi."
Aaaah, ne söyleyelim?.. Siyaset de, hukuk da durduk yerde itibar kaybetmedi.