Sene 1971... Demirel Başbakan. Gençlik hareketleri... Boykotlar... Sonra işgaller... Patlayan bombalar... Silah seslerinin eksilmediği sokaklar.
MİT, Başbakan'a sürekli rapor veriyor, fakat...
"Genel" güvenlik raporları.
"Askerden, askerin muhtıra niyetinden" hiç bahsedilmiyor.
***
Demirel "bir şeylerden" şüpheleniyor... Pireleniyor.
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a (eski Genelkurmay Başkanı) gidiyor.
"İyi havalar yok... Burnuma kötü kokular geliyor" diyor.
Sunay'ın tepkisi:
- Deme yahu... 2 gün önce Genelkurmay Başkanı ile beraberdim... Konuşurum, bir şey olursa size haber veririm.
***
Ertesi gün MİT Başkanı olan Tümgeneral, Başbakan Demirel'e geliyor:
- Sayın Cumhurbaşkanı, "sağlık gerekçesiyle Başbakanlıktan istifanızı" istiyor.
Demirel "sağlığım yerinde... Ne istifası" diyor. Ve asker düğmeye basıyor "muhtıra" geliyor.
Her şey ortada... "Çankaya-Asker-MİT" kol kola... MİT, "doğrudan bağlı olduğu Başbakan'ı atlıyor."