Birkaç yıl önceydi... Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun aramıştı.
- Mısır'a gidiyorum... Sen de gel... Sohbet ederiz.
"Olur" demiş, yola çıkmıştık.
Uçak "işadamı" doluydu.
Ali Coşkun onlara gaz verip duruyordu:
- Bu coğrafyada hayat var...
Girin... Pişman olmazsınız... Olursanız zararınızı ben öderim.
Ali Coşkun'a takılmıştık:
- Zarar edenin, zararını gerçekten karşılar mısınız?
Gülmüştü:
- Mümkün mü?..
Yeter ki onlar buralara gelsinler... Pişman olmazlar, zarar etmezler.
Bu hafta Ali Abi'yi ziyaret edip, rapor vereceğiz.
"O seyahatte tanıştıklarımızdan bir kısmı" Mısır'a açılmışlar.
Kiminin "fabrikası" var, kiminin "mağazası."
"Pişmanım" diyen yok.
Ali Coşkun'a "dua eden" ise çok.