Seneler öncesi... Almanya'da gariban bir Konyalı işçi.
Gurbette kimi kimsesi yok.
Hastalanmış, hastaneye kaldırılmış.
Almanca bilmiyor, kimseyle konuşamıyor.
Sıkıntıdan patlayacak... Telefonu çevirmiş... "Yaşadığı mahalledeki Türk derneğinden tanıdığı Konyalı Mustafa öğretmeni" aramış:
- Hocam, Türkçe konuşamasam öleceğim... Biliyorum, geç saat oldu... Sizi rahatsız ettim... Özür dilerim... Ama benimle iki-üç dakika konuşur musunuz?... Türkçe duymasam çatlayacağım.
Mustafa hoca demiş ki "hangi hastanedesin."
Ve kalkmış, giyinmiş, hastaneye gitmiş.
Ertesi gün hasta iyileşmiş.