Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DEP'in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ile Selim Sadak, dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüşmek istiyorlar.
- Sayın Demirel, ne diyorsunuz?
- Evet, öyle bir talep var.
- Görüşme isteği ne zaman oldu?
- Bir aydan fazla... Onlar, Avrupa'ya gitmeden önce.
- Onların görüşme arzusuna yanıtınız nedir?
- Taleplerini henüz karşılamadım.
- Yani?
- Düşünüyorum.
- Onlarla konuşacak mısınız, konuşmayacak mısınız?.. Konuşursanız, kendilerine neler söyleyeceksiniz?
- Ölçeceğim, biçeceğim, düşüneceğim.

***
Aslında dün Demirel'le "başka konuyu" konuştuk.
"DYP-ANAP evliliğini."
Ama vedalaşırken "Leyla Zana ve arkadaşlarının randevu isteği" aklımıza geldi.
Sorduk, yukarıdaki yanıtı aldık. Ve yazımıza "o konuyla" başladık.

***
Demirel'e dedik ki: - Bu saatten sonra DYP ile ANAP birleşip, bütünleşseler ne yazar, ayrı dursalar ne yazar.
Devam ettik: - Böyle bir evlilikten, alternatif adı verilebilecek nur topu gibi bir çocuk doğar mı?
Üslubumuz, yaklaşımımız "bu işten ne köy olur, ne kasaba" havasındaydı.
"Siz sayın Demirel" dedik: - Siyasetin "bir bileni" sıfatınızla, bu konuya nasıl bakıyorsunuz.
İşte soruna "Baba bakışı."

***
Siyasette, son basamak her zaman, bir anda ulaşılacak yer değildir.
Bu bir merdivendir. Şairin dediği gibi ağır, ağır çıkacaksın. Bir basamak, bir basamak daha. Bu zaman alabilir.
Her zaman en yukarıdaki basamağa ulaşman mümkün de olmayabilir.
Ama ulaşacağım diye düşünecek ve tırmanacaksın.
Daha işin başlangıcında bu işten bir şey çıkar veya çıkmaz gibi bir hüküm vermeyeceksin.
Ortada bütünleşme arzusu var.
Bu önemli bir işarettir.
Olaya böyle bakacaksın.

***
Demirel'in sözünü kesmek gibi olmasın ama... Aklımıza geliveren "bir şarkı sözünü" DYP ve ANAP'lılara söylemeden edemeyeceğiz:
- Daha önceleri neredeydiniz?

***
Demirel: - Siyasi partilerin bütünleşmesi kolay değildir... Çeşitli engelleri vardır... Ama zamanla halkta sağduyu işler... Ve yukarıdaki kadrolar, halkın bu talebine karşı duramazlar.

***
Biz konunun "güncel boyutunu" masaya getirdik.
Demirel ise hep "makro boyutunda" kaldı: - Merkez sağda da, merkez solda da siyasi birleşme ve bütünleşmelerden kaçınılamaz... 1981'de, partilerin kapatılmasından sonra, merkez sağ ve solda doğan parçalanmanın giderilmesi zamanı geldi... Siyaset bunu gerektiriyor... Zira siyaset, alternatifle işler.

***
Şimdi onlar "ağır, ağır çıkacak bu merdivenlerden."
"Eteklerindeki taşları atarak."
Ama etekler öylesine taş dolu ki... Neyse, "bekleyelim, görelim."