Üç efsanesi vardı Fenerbahçe'nin. Taraftarların umutla beklediği üç isim. Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman.
Aziz Başkan ikisine takımı emanet etti, üçüncüsüne hayalleri... Ve şimdi bir dönem bitiyor, yeni umut Ümit Özat kendini yetiştirene kadar.
Rıdvan Dilmen ligde beş maç oynadıktan sonra, yenilgi bile almadığı halde, MTK'ya elendikten sonra ayrıldı. Aziz Başkan'ın tek lafı üzerine artık yapamayacağını anladı. Başkan'ın istediği Ogün yerine Saffet'i oynatmak istiyordu ve "Sonuç kötü olursa bunun hesabını verirsin" dendiği için. Bu işin sağlıklı devam etmeyeceğini biliyordu.
Oğuz Çetin, Lorant'tan enkazı devir aldığında elinde bir takım vardı. Ama işin başına geçtiğinde bir de baktı ki, Revivo, Rapaic ve Andersson gitmiş. Yerine adam alınması için yapılan girişimlere "para yok" yanıtı verilmiş. Başkanlıktan bahsetmeye başlayan Sadettin Saran arkasında kimseyi görememişti. Birkaç hafta sonra, hem Oğuz Çetin dönemi kapanmıştı, hem de Sadettin Saran. (Daha sonra kulüpten ihraç edildi. Hala mahkemeler devam ediyor)
Ve son efsane Aykut Kocaman... Değişimin sembolü... "Bundan sonra her şey profesyonellere emanet" diyen Başkan'ın vizyon ismi.
Sorumluluk aldığı halde, yetkisi verilmeyen Aykut Kocaman; herkesin içinde azarlandı. Hem de kendisini göreve getiren tarafından. Değişimin lafta kaldığı, bazılarının hiç değişmediğinin anlaşıldığı bir anda.
Samandıra'da bundan sonra onu kim görürse görsün, bu tavrı hatırlayacak. Ha, bu arada Daum, Fenerbahçe'den ayrılma gerekçesi olarak, "Futbolcular takımı benim yaptığıma inanmıyorlardı" demişti. Son Samandıra darbesiyle, Başkan'ın girdiği taktik toplantılarla, kimin kaçta gelip, kaçta gittiğinin denetlendiği bir ortamda, eminim futbolcular takımı Daum'un yaptığına inanıyorlardır.