Turkcell Süper Lig'in boyu her hafta kısalıyor. Her maç sonrasında alınacak puan sayısı azalıyor. Ama Fenerbahçe'nin başını kaldırıp bunlara bakacak inancı soyunma odasını da, yeşil sahayı da terk edip gitmiş gibi.
Ankara'daki 90 dakikayı Fenerbahçe adına yorumladığımızda, akıl-fikirden yoksundular demek, sıkışık ve sonuçsuz futbolun temel nedeni. Yoksa oyuncuların mücadelesi ve isteğini üst düzeye yakın bulduğumuzu belirtmeliyiz. Öyle Antalya maçındaki gibi "gölgede" kalmaya çabalayan yoktu. Daha girişken, daha güvenli olmak istiyor ama ayaklarına top geldiğinde, kazanmayı oluşturacak nöron hareketine rastlanmıyordu.
Alex'i "gereksiz" bulanların bu noktada çeşitli hükümleri olabilir. Ama Alex'e alışmış ve onunla yürüyen bir ekibin, "alextirikleri" kesildiğinde, dünkü tablo ortaya çıkıyor. Emre Belözoğlu bu takımı hırs ve mücadele olarak ileriye taşıyor. Ama orası, burası devamlı kurcalanıp, baskıyı yediğinde kırılan diğerleri için hep bir çareydi Alex.
O olmadığında, Özer'in yetenekleri bu boşluğu kapatacak hünerde. Daum dün ilk yarıda Mehmet Topuz ile oynadı forvet arkasını. Kayseri'deki özgürlüğünü geri verdi oyuncusuna. Tam istediği görevi ikram ederken, ne pozisyon yaratacak etkili bir pas, ne de şut görebildi. ÜÇ

TANE ALEX (!)
İkinci yarıda Deivid taşındı buraya. 11 dakika sonra ise Semih değişikliği ile üçüncü deneme yapıldı.
Ama rakip de bekleme kararını değiştirip, yüklenme düğmesine bastı. Ankara takımı Lugano- Bilica ikilisine karşı şansları olmadığını değerlendirerek, akınları hep ceza alanı önüne taşıyıp, topu da yerden oynayıp şans aradı. İlk yarıda yere yatmayan Volkan Demirel köşelerden aldı iki net şutu.
Çaresizliğin esiri olmuş bu takımın, dakikalar ilerledikçe yolunu kaybetmesi kaçınılmazdı. Ne onlara "vazgeçmeyin" diyecek bir teknik direktör görüntüsü vardı kenarda, ne de sahada Fenerbahçe'de oynamanın farkını ortaya koyabilecek bir büyük akıl.
Günden güne erirken Fenerbahçe, bu ateşi İmparator Neron gibi seyredenlerden minnet bekleniyor. Sorunu çözmesi gerekenler, eğer büyük problem olmuşsa, Fenerbahçe'nin rakibe ihtiyacı yok ki...
Bakalım bu kez "fatura"yı kime kesecekler? Bilmiyorlar mı ki, posta kutusunda zarflar birikti, tahsilat yakında...