Haberi hazırlayan Abdurrahman Şimşek, bazı itirazları yerinde bulmamakla beraber, temel eksikliği açıkça kabul ediyor:
"Her şeyden önce haberin katil zanlısı Mehmet Narin'i haklı çıkaracak şekilde kurgulandığı iddiası gerçeklikten uzaktır. Esayan, benim bir insanlık tradejisi olarak görüp sunduğum olayın mağduru olarak sadece maktul Sefaniye Narin'i görmekte. Evet, Sefaniye Narin'in, bir cinayete kurban gitmiş anne olarak olayın en mağdur tarafı olduğu aşikâr. Küçük yaşta öksüz kalan kızı Z. de en az annesi kadar mağdur oldu. Öte yandan Mehmet Narin'in de olayın "muzaffer" tarafı olduğu ileri sürülemez. Bir ailenin çöküşünü anlatan bu trajik olay taraflardan birinin "mağdur", diğerinin "kazançlı" olarak görülebileceği nitelikte bir olay değildir. Bu yüzden haberimi olayda adı geçen herkesin az veya çok mağdur olduğu fikri üzerine kurdum.
Sefaniye Narin'in ailesinin görüşünün haberde yer almamış olması bu trajediyi tüm taraflarıyla yansıtmamıza engel teşkil eden bir eksiklik olarak görülebilir. Ben muhabir olarak olayın bu tarafındaki tüm sorumluluğu üstleniyorum. Eğer benim maktulün ailesiyle görüşme imkânım olsaydı onların hassasiyetlerini de habere daha etkili biçimde yansıtabilir ve haberimi zenginleştirebilirdim. Ancak kendilerine hiçbir şekilde ulaşamadım.
Bu, SABAH yazı işlerinin de işini kolaylaştırırdı.
Fakat Markar Esayan'ın olayı 'taraflı' yansıttığımız iddiasını kabul etmiyorum. 'Taraflı' değilim. Haberci olarak ne katil zanlısı Mehmet Narin ne de cinayete kurban Sefaniye Narin'den yana tavır aldım. Ancak Esayan, belli ki
-dava devam ederken- katil zanlısı Mehmet Narin'i de 'suçlu' olarak görüyor. Bu, kendisinin yorumu. Ben olayı hâlâ hem anne, hem baba, hem de çocuk açısından bir facia olarak değerlendiriyorum."