21 Haziran, Babalar Günü'ydü. Gazete o özel günü, iç sayfalarda bir haberle "marke" etti. "Ünlü Müzisyenin En Acı Babalar Günü" başlıklı haber, oğlunu hastanede beyin apnesi ve menenjite bağlı olarak kaybeden Grup Gündoğarken'in solisti Burhan Şeşen'in matemiyle ilgiliydi.
Spotta şu ifadeye yer verilmişti:
"7 ay önce oğlu Serhan'ı yanlış tedavi sonucu kaybeden... Burhan Şeşen 'mezarı evim oldu' dedi."
Okur Nejat Tarhan, haberin ayrıntılarına girince, bir "yargısız infaz" gördüğünü anlatıyor, mektubunda:
"Muhabir haberde 'oğlu Serhan'ı yanlış tedavi sonucu kaybeden...'' ifadesini kullanmakta, hem de haberin devamında 'davası sürüyor'' demektedir. Devam eden bir dava varken acaba yanlış tedavi olduğu sonucuna nasıl ulaşılıyor ? Ben çözemedim, acaba siz ne düşünürsünüz diye de merak ettim?"
Haberin giriş cümlesini de aktarayım:
"23 yıldır sanat dünyasının içinde yer alan Grup Gündoğarken'in solisti Burhan Şeşen, oğlu Serhan'ı 7 ay önce yanlış tedaviye kurban verdi."
Ve, devamında, Şeşen'in hastane hakkında "şikayetçi olduğu" ve savcılığın da Adli Tıp'tan rapor istediği anlatılıyor. Şeşen "asıl dava bundan sonra başlayacak, oğlumun ölümünden sorumlu tuttuklarım cezalarını bulacak" diyor.
Yani, ortada kesin yargı ve hüküm vermeyi gerektirecek bir mahkeme kararı yok. Öte yanda ise, mesleğimizin "suçlu olduğu kesin olarak ispatlanana kadar herkes masumdur" ilkesi var.
Muhabir "Ama biz hep böyle veriyoruz." diyor, hatayı kabul etmiyor.
Anlattığından, spotun ve giriş cümlesinin değiştirildiği sonucu da çıkıyor. Gazeteyi farklı açılardan güç durumda bırakan bu bakışın ve yaklaşımın değişmesi için herhalde sıkı bir telkin, eğitim ve uygulama titizliği gerekiyor.