En kolayı, okurların güvenini yıkmak. En zoru güveni ayakta tutmak.
Yeni yönetmen Bill Keller hemen bir ombudsman atadı ve kıdemli gazeteci Al Siegal'a "neden böyle oldu?" başlıklı kapsamlı bir rapor hazırlattı.
Geçen hafta çıkan rapor, işte o ilk "hasar tespiti" raporunun "ne yapmalı?" başlıklı, beklenen devamı.
Ve kılavuz niteliğinde.
* Halkla (okurlarla) diyalog:
Komite, yayın yayın yönetmeni ile yazı işlerinden iki kişinin mutlaka gazeteyi düzenli köşelerde anlatmasını öneriyor. "Bu köşe haftalık da olabilir, ombudsman köşesiyle dönüşümlü olarak iki haftada bir de olabilir" diyor. Gazeteye suçlamalarla ilgili bir yanıt stratejisi kurması isteniyor. İnternet sitesinin daha interaktif olmasını yararlı buluyor.
* Kimliği saklı kaynaklar: En çok üzerinde durulan konu bu. Muhabirlere "kaynaklarınızın kimliğini yayınlamak için onlara daha çok baskı yapın, olmuyorsa kaynağı haberde çok daha net tasvir edin, neden o bilgiye sahip olup da kimliğini saklama gereği duyulduğunu habere ekleyin" deniyor.
* Haber-yorum ayrımı: Komite, "Sayfalarda neyin haber, neyin haber analiz, neyin yorum olduğu vinyetlerle gösterilmeli, dil kullanımı iyice denetlenmeli ve hangi haberlerin "tek taraflı" görüldüğünün sürekli dökümü yapılmalı" diyor. 16 sayfalık raporda önerilenler acaba güven sorununu çözebilecek mi?
NYT Yayın Yönetmeni Bill Keller, aynı gün çıkan makalesinde bu soruyu soruyor ve yanıtlıyor:
"Tabii ki hayır. Bizim kontrolümüz dışında bir yığın faktör var. Sağ ve soldan gelen, gazeteciliği bir inancın hizmetine sokma amaçlı yığınla ideolojik eleştiri; ticari çıkarları nedeniyle ciddi gazeteciliği yerin dibine batırmaya çalışan çığırtkanlar ve paralı propagandanın, internete yayılan fikirlerin, tabloid dedikodularının ve bağıranın kazandığı TV şovlarının dünyasında 'kim gazeteci?' ve 'kime güvenmeli?" konusundaki kargaşa.. Bunlara rağmen, kontrolümüzdeki şeylerin kalitesini yüksek tutmak için elimizden geleni yapmalıyız. Bu yüzden, kendini savunma derdi olmayan okurlarımızla daha sıkı bir diyalog gerekiyor. Haberle yorum arasındaki kırmızı çizgiyi daha iyi çekmemiz gerekiyor. Bilgileri daha sıkı kontrol etmemiz gerekiyor.."
NYT'nin bu öncü adımlarından alınacak çok meslek dersi var.
AB sürecinde işler Türkiye'de -sözcüğün tam anlamıyla- "ciddi"leşirken, "biz ne yaparsak okura yediririz" gazeteciliğinde ısrar edenler kaybedecek, kendini yenileyebilenler kazanacak.