Kafası karışık kesim "Cumhurbaşkanı seçiminin galibi kim" sorusuna cevap arayadursun... Bu seçimin galibinin "Türkiye'nin istikrarı" olduğunu bilen kesimler, içte ve dışta sonucu değerlendirmeye başladılar bile.
Bir müteahhitle konuşuyordum dün... Şu anda Bodrum'da yapımını tamamladığı tatil konutlarının pazarlanması, gündeminin öncelikli maddesi. Bana çarpıcı bir gözlemini aktardı...
- Pazar günkü Cumhurbaşkanı seçimine dayanan günlerde piyasada yaprak oynamıyordu... Sonuç belli olduktan sonra dün bir anda alıcı adayları adeta akın etmeye başladılar. Almanya'dan iki, İstanbul'dan ve buradan da dört kişi konutları satın almak istediklerini söyleyerek beni aradılar.
İstikrar ve gelişme kazandı
Aslında kimseyi şaşırtmaması gereken bir durumu yansıtıyor bu müteahhit dostun anlattıkları... Türk seçmeni Recep Tayyip Erdoğan'ı ilk turda Cumhurbaşkanı seçerek, 12 yıldır süren istikrar ve gelişme sürecinin devam etmesine karar verdi.
Ama eğer kendi toplumunuzun gerçeklerine yabancıysanız ve ayrıca Tayyip Erdoğan takıntılı bir insansanız, bu gerçeği görmek yerine spekülatif siyaset dalgaları üzerinde sörf yapmayı sürdürürsünüz. Şimdi bu kesimin bazı ileri gelenlerinin ve ileri gidenlerinin "Ne olacak bu CHP'nin hali" sorunsalına takılmaları da çok doğal... Her salataya maydanoz olmak siyasetini CHP'ye bir strateji şeklinde benimseten Kılıçdaroğlu'nun ve söylemleri ile eylemleri arasında tutarlılık bulunmayan Bahçeli'nin, kendilerine empoze edilen "Çatı" adayının seçimden birinci çıkması ihtimali var mıydı ki?
Sadece ayna yetmez
Dün 89 yaşındayken hayata veda eden Hollywood sinemasının parlak yıldızlarından Lauren Bacall otobiyografisinde hayattan aldığı dersleri sıralarken "Aynaya bakarak dünyayı anladığınızı asla zannetmeyin" uyarısında bulunmuştu. Bu sanatçının sözünü ettiğimiz uyarısı, aslında bizim kayıtlı siyasetin kafaları karışık ve kayıtsız siyasetin de görme ve duyma özürlü elemanlarına küpe olmalı değil mi?
Bunlar umutsuz vakalar mı?
Tarihin, coğrafyanın bize onlarla birlikte yaşamayı kader olarak sunduğu Suriye'ye, Irak'a, Ukrayna'ya bakıp "Türkiye bu istikrarsızlık ortamının dışında kalmalı" diyecek yerde, sokak kalkışmalarını, darbe girişimlerini, ayıplı örgütlenmeleri, hakaretleri, bedduaları "Demokratik siyaset"in yansımaları biçiminde görenler, artık ayna karşısından ayrılmalıdırlar.
Ama bunların bazılarının umutsuz vaka oldukları da kesin... Bunlar bakarsınız şimdi de AK Parti Kongresi'ne bir "Çatı Adayı" önererek, bu kişinin Başbakan ve Genel Başkan olmasını isteyebilirler. Baksanıza... Bunlardan bazıları hâlâ "Seçimi biz kazandık" demiyorlar mı?