Eski bir dostum "Gabriel Garcia Marquez üzerine yazmazsın sen şimdi!" diye sitem etti.
Marquez'le bir okur olarak yolumun bir türlü buluşmadığını bilir.
20'li yaşlarımın yazarıdır Marquez.
ABD o sırada bir yandan Latin Amerika'yı işkenceyle inletiyordu; darbeler, katliamlar, ayaklanmalar...
Bir yandan da, Latin Amerikalı solcu yazarları dünyaya lanse ederek aydınların "gazını almaya" çalışıyordu.
Çok sonraları Marquez'in böyle bir "proje"nin en başarılı ürünü olduğunu iddia eden ciddi makaleler çıkmıştır.
Beni asıl ilgilendiren şey ise başka...
Büyüye varım, gerçekçiliğe de itirazım yok.
Ama Marquez'in inanmadığı büyüyle ve horladığı halk inanışlarıyla gönlümüzü çalmaya kalkışması ruhuma hiçbir zaman hitap etmedi.