Size kırılmanın, size kızmanın bir anlamı yok artık!
Doğrusu, yatacak yeriniz yok öbür dünyada; eh, en iyi siz biliyorsunuz; onca hayale, makama ve harcamaya rağmen bu dünyada ilelebet kalacak haliniz de yok!
Siz...
Kendine "zenciler" yaratmayı sevdikleri için beyaz dediğimiz Türkler...
Siz...
Gülen örgütünün beyaz muhafazakâr ve ajan ruhlu seçkinleri...
Siz...
Eski merkez medyada yuvalanmış barış ve toplum düşmanları...
Siz...
Halktan tiksinen halkçılar; sağını solunu şaşırmış, beyazdan daha beyaz solcular...
Siz...
"Entelekt"ini akademide unutmuş, tatmin edilmemiş arzuları boyunu aşmış, "birçok sayfasını atlayarak bitirdiği kitaba" bir daha dönüp hiç bakmamış entelektüeller...
Siz...
Son on yılda hem servetini hem de halkın seçtiği siyasilerden nefretini yediye katlayan büyük sermayenin temsilcileri...
Size artık sadece acıyabilirim.
Çünkü acınacak haldesiniz.
***
Sakın bana "lo lo" yapmayın! İyi tanırım sizi.
İyisinizdir, hoşsunuzdur; bazen hakikaten dostsunuzdur.
Ama hepsi
bencilliğinizin kırmızı çizgilerine kadardır.
Özgürlük dediğiniz de odur zaten, bencil hazlarınız.
Demokrasi dediğiniz de, halkın hep dışarıda bırakıldığı bir rejimdir. 2002'ye kadar bu çizgiyi aşanlar ya tankla topla pişman edildi ya da yok edildi.
Siz vur patlasın, çal oynasın; yaptıklarınızı unutursunuz ama halk unutmaz.
Menderes'i unutmadılar mesela.
Siz
tarih bilirsiniz. Ezberler ve resmi yalanlarla tıka basa dolu bir tarih.
Oysa halkın "
hatıra defteri" vardır.
Kuşaktan kuşağa, dilden dile, elden ele aktarılır.
Ve sizin alçakça mahvettiğiniz kimi hayatlar kalın harflerle o deftere imzalarını atmıştır: "
Sakın beni unutma!"
Şimdi bu gerçeği yeni fark ediyor ve deliriyorsunuz.
***
Şu son birkaç ay aynaya baktınız.
Suratınıza tutulan o aynada
ruhunuzun defolarını seyretmek kolay değil, biliyorum.
Bu
yüzleşme daha yumuşak ve uzun süreli olabilirdi.
Ama
azdınız, azgınlaştınız, dağıttınız, dağıldınız.
Keskin sirke küpüne zararmış, hiç hatırlamadınız.
Memleketin kötülüğünü isteyen güçler,
Erdoğan nefreti üzerinden psikolojik harekât yaparak öyle bir ketenpereye getirdiler ki sizi, fark edemediniz.
Şimdi gözlerinizden okuyorum; nefret kusan sosyal medya mesajlarınızdan, halinizden tavrınızdan...
Fena korkuyorsunuz.
Korkmayın!
Kötülüğünü istediğiniz insanlar size benzemez.
Siz toprağa sokuldukça çapa vuran adamlar...
Gül yetiştirenler...
Hayata değil, koşa koşa yazgısına yetişmeye çalışanlar...
Merak etmeyin, yine de hakkınızı korur kollarlar. Yine de iyi yanlarınızı bulur, barışırlar.
Hele şu seçim geçsin, şu acınacak halinizi, şu bitik halk nefretinizi bir bırakın da...
Sonra konuşuruz.