Ahmet Çakar her fırsatta "bizler şovmeniz" diyor; yetmiyor, son günlerde twitter hesabından birbirinden garip iddialarla dolu mesajlar yağdırıyor!..
Erman Toroğlu ekrana ilkokul müsameresine uygun kılıklar içinde çıkıp ruh çağırıyor; futbolun falına bakıyor!..
Oysa futbol tarihimizin en kritik dönemindeyiz.
Hani sözün tam anlamıyla, oturup ağlanacak haldeyiz.
***
Şimdi baştan alalım
. Çakar ve Toroğlu'nun düdük çalma stillerini beğenirsiniz, beğenmezsiniz ayrı; fakat çok pis bir dönemde
temiz hakemlik yaptıklarını inkâr edemezsiniz.
Aynı şey
TV yıldızı oldukları dönem için de geçerli.
Fikirlerini dile getirme biçimleri çok tartışılır ama
futbolun içindeki yanlışlarla nasıl göğüs göğüse çarpıştıkları inkâr edilebilir mi? Asla!
***
Ancak şu geldiğimiz noktaya bir bakın...
Futbolun hücrelerine kadar nüfuz etmiş
pisliğin temizlenme süreci başladı, başlayacak...
Çok ciddi bir soruşturmanın eşiğindeyiz.
Ama
eski düzen direniyor; bin bir dolap çevirerek kafalarını karıştırıyor.
Eski düzen, dediğim... İbrahim Seten
Vatan'daki yazısında
İlhan Cavcav'ın Ünal Aysal'a
"beyefendi biz senelerdir bu işleri yapıyoruz, hiç başımıza bir şey gelmedi" deyişinin altını çizmişti ya hani...
İşte öylesine pespaye bir düzen! Çakar ve Toroğlu ise...
Yıllardır mücadele ettikleri pisliklerin yavaş yavaş açığa çıkmaya başladığı bir sırada işi
şova dökmeye başladılar.
Olmaz bu!
***
Sevgili Çakar...
Sevgili Toroğlu...
Farkında mısınız?
Zihinlerin şovla, falla, casusluk hikâyeleriyle asla bulandırılmaması gerektiği bir dönemdeyiz.
Doğrular şova kurban edilmemeli!
Üstelik kurt her zaman dumanlı havayı, tezgâhçılar da böyle
sulandırılmış ortamları severler.
Bunu en iyi siz biliyor olmalıydınız! Şu sıralarda ihtiyacımız olan tek şey
berrak tartışmalar ve somut bilgiler.