Telefondaki bir bilim kadını. Akademisyen.
Bilgisayarı, cep telefonu ve hayati öneme sahip kullandığı daha ne kadar aygıt varsa şu birkaç gün içinde bozulmuş...
İşleri ters gitmiş.
Bilimsel araştırmalar ve istatistik analizleriyle dolu dosyalar onu bekliyor ama hiç hali yok.
Ve telefonda tatlı bir şaşkınlıkla "şu Merkür yok mu, mahvetti beni!" diye yakınıyor.
Kendi sözlerini hafife alır gibi gülüyor bir yandan da ama biliyorum, çok ciddi!
***
Astroloji öyle bir şey ki...
Hiç ciddiye almayan bile konu burçlardan açıldığında ilgisiz kalamaz.
Neden?
Hayatımıza dair
"ağır" gerçekleri tüy gibi hafif konuşabilme imkânı verdiği için mi? Gelecek korkumuzu
çıtır çerez eğlenceliğe çevirdiği için mi?
Evet!
Ama daha
derine bakarsak...
Astroloji, insanın "
kader" fikriyle kavgasının ürünüdür.
Bütün vahiy dinlerinin
"gayb"dan söz etmesine rağmen, bilmek ister insan;
"boşluğa" katlanmakta zorlanır!
Bilgelik yerine
"bilgi"nin peşine düşer; olup bitenlere
izah arar; yalan yanlış da olsa
akıl yürütür.
İnsan kafasını gökyüzüne kaldırdığında da kendi
"küçüklüğü"nü hissedip köşesine çekilmek istememiştir.
Ve bana sorarsanız...
Gökyüzüne bakan
erkeklerden astronomi bilimi; gökyüzüne bakan
kadınlardan astroloji fikri ortaya çıkmıştır.
***
Dün baktım...
Aktüel dergisinin yeni sayısında da
"Merkür geri gidiyor, size bir şey olmasın" başlıklı bir yazı var.
Dünya yıkılıyor ama eş dost sohbetinde de
"Merkür bizi nasıl etkiliyor" konusu baş mesele!
Peki, o zaman, a
strolojik açıdan değil ama
psikolojik açıdan soruyorum:
Nedir bu Merkür'ün derdi? İpucu ortada aslında.
Astrologlar diyorlar ki, "Merkür'ün geri gidiş hareketi sırasında sorun
hep yapmakta olduğumuz şeylerde değil,
yeni işler, yeni anlaşmalar, yeni tercihlerdedir. O dönemde önemli adımlar atılmamalıdır."
***
İnsanlığın büyük kültür tarihi; yani
mitolojiler, gelenekler, adetler hep bir
"şeyler" anlatır bize.
Hepsi de, çok gerilerde kalmış bir
"hikmet söylemi"nin etrafa saçılmış kırıntılarıdır.
Astroloji de öyledir...
Hayır! Astrolojinin anlattıkları aslında yıldızlar hakkında değil,
kendimiz hakkındadır.
"Merkür'ün geri gidişi"nin yarattığı heyecanın altını biraz kazıyınca şunları görmeyecek misiniz?
Sırf
"yenilik" olsun diye bir işe girmemek, eskisini laf olsun diye değiştirmemek gerek!
"İyi" olanı değişime kurban etmemek gerek!
Geleceğe dair planların ve hayallerin çekiciliğine kapılmadan önce
durmamız gerek!
Yeni bir adım atmadan önce
hak yerini bulmuş mu, iş tamamlanmış mı, diye dönüp
"eski"ye
bir durup bakmamız gerek!