Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Sıcaktan kavrulurken... Şehir çeşmeleri

Geçmiş zaman... Sıcak bir öğle vakti Roma sokaklarında dolanıp duruyoruz.
Hava bunaltıcı ama Allah'tan her köşe başında binlerce yıllık bir çeşme var.
Yüzümüzü yıkıyoruz, kafamızı soğuk suyla dolup taşan yalağa sokuyoruz. Çocuklar gibi şeniz!
Bir ara eczaneye girmemiz gerekiyor.
Eczacı hanım sıcak nedeniyle kollarında ve koltuk altlarında kabartılar oluşan arkadaşımıza bakıp "verdiğim merhemi sürmeden önce o bölgeleri yıkayıp temizleyin" diyor.
"Ha, öyle mi? O halde bir de kolonyalı mendil alsak!" diyoruz.
Gülüyor eczacı: "Arka sokaktaki çeşmeye gidip yıkayabilirsiniz!"
O an ister istemez İstanbul geliyor aklıma...
Yıllarca tarihi çeşmeleri çöplük olarak kullanılan İstanbul!
Sokaklarında dolanırken sıcaktan bunalınca hem içip hem de elimizi yüzümüzü ferahlatmak için şişe su almaktan başka çaremiz olmayan İstanbul.

***

Roma'ya gittiğim her seferinde, mevsim ne olursa olsun, çeşmelerinin başında durdum, suyuna dokundum.
Ve her seferinde sordum: İtalyanlar'ın becerdiğini biz neden beceremiyoruz?
Turistik broşürlerde "İstanbul, kaynağı tarihte yatan zengin bir çeşme kültürüne sahiptir" diye yazar.
Çeşme kültürü!..
Var mı Allah aşkına böyle bir kültür bugün? Hayır!
Ama akan her musluğa hortum bağlayıp araba yıkama kültürü (!) var.
İSKİ tarafından yenilenen çeşmelerin musluğunu, mermer alınlığını, kitabesini çalıp götürme kültürü (!) var.
Hayrat çeşmelerini "çeşme başı kalabalık oluyor" diye yıktıran muhtarlıklar ve aboneliği yok diye 20 yıllık hayratın suyunu kestiren sular idareleri var.
***

Haberlere baktım da...
Pazartesi günü İstanbulluların içme suyu tüketimi tavana vurmuş!
Herhalde şişe veya damacanayla su satanlar bayram yapmışlardır.
O gün...
Caddenin orta yerinde pet şişeden kafasından aşağıya su boşaltarak duş yapanlar vardı.
Çiğ yeşil renkte ışıklandırılmış park havuzlarının çevresine oturmuş serinlemeye çalışanlar vardı.
Boğaz'da kendini denize atıp, akıntıyı hesaba katmadığı için boğulma tehlikesi atlatanlar vardı.
Ama ne şehrin meydanlarında gürül gürül akan çeşmeler vardı, ne de var olan az sayıdaki tarihi çeşmenin değerini bilen!
İnsan üzülüyor!
Üzülüyor da, neye yarıyor derseniz...
Haydi, uzatmayalım daha fazla!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA