Dostoyevski'nin müthiş romanı Karamazov Kardeşler'den esinlenen yerli bir dizi çekilecekmiş. Dizinin ilk üç bölümünün yazımı tamamlanmış bile...
Tutar mı peki?
Tutar.
Sırtını Karamazov'ların öyküsüne yaslayan bir dizi iyi kotarılarak ekrana getirilirse...
Ezel dizisiyle aynı noktayı, yani toplumsal bilinçdışımızın derinlerinde sürekli fokurdayıp duran soruları kaşıyacaktır.
Ne midir o sorular?
Bir... Hangi "Baba"nın çocuklarıyız biz?
İki... Neden oğullar böyle ihanet ve dalalet içindeler? Yoksa suçlusu "Baba" mı?
***
Ezel'in
Ramiz Dayı'sını sıradan bir "mafya babası" ya da sadece özlü sözler yumurtlayan bir ihtiyar olarak tanısaydık...
Tuncel Kurtiz her ekrana çıktığında memleketin aklı başından gider miydi?
Hiç sanmam!
O laflar, boşlukta kalır, çarçabuk anlamsızlaşırdı.
Ramiz Dayı'nın bizi asıl sarsan ve saran yanı gerçek bir baba oluşudur.
Ramiz Dayı oğullarını içi yanarak da olsa gözünü kırpmadan öldürebilmiştir.
Peki yaşayan hangi oğuldur?
Baba Fyodor Pavloviç Karamazov ise oğullardan biri tarafından öldürülmüştür.
Kardeşlerin hepsi de babalarından nefret eder ama babayı öldüren acaba hangisidir?
***
Başta da söyledim...
İster filmde, ister dizide, ister hayatta olsun,
"babalar ve oğullar" çatışması bizi hep
"içerden", hep en derinden vurur.
Düşünsenize...
Erkeklerinin bu kadar
"çocuk" kaldığı, koca adamların bir türlü ana kucağından ayrılamadığı ve babaların şiddetinin yıllar boyu sürdüğü başka bir
"modern toplum" var mıdır acaba?
Ve tabii bir de şu yakıcı soru duruyor önümüzde...
"Neden kardeşçe yaşayamıyoruz?" sorusu!
Hatırlıyor musunuz?
Ramiz Dayı bir keresinde
"verdiğimiz kanlı dersi alan, gelip bize veriyor aynı dersi" demişti!
Söyleyin...
Babamız (devlet, yasa, vb.)
Ramiz Dayı veya Fyodor Karamazov gibi biri olup çıkarsa...
Kardeşlerin hali nice olur!