Afganistan'da görev yapan havacılarımız 1 Şubat'ta Kâbil Havaalanı'nın sorumluluğunu İzlanda'dan almıştı. Yani ISAF'ın komutasını 3'üncü Kolordu Komutanı Korgeneral Ethem Erdağı, KÇUT'un komutasını da Ankara 28. Mekanize Piyade Tugayı Komutanı Tuğgeneral Ümit Dündar paşalar alırken. Kâbil Havaalanı için de Albay Kazım Öndül komutasında 65 kişik bir kuvvet gurubu konuşlanmıştı oraya.
COŞKULU VE SICAK
Foto muhabiri arkadaşım Murat Keklikçi ile beraber kotardığımız Afganistan gezimiz yine hava kuvvetlerimize ait bir C1130 nakliye uçağı ile gerçekleşmişti. Tekerlekleri Etimesgut'ta yerden kesen pilotlarımız yaklaşık 7.5 saatlilk bir uçuştan sonra Kâbil'e salimen indirmişti bizi. İner inmez de Hava Kuvvetlerimiz'in tekmil Kâbil personeli coşkulu ve sıcak bir karşılama yaparak kucaklamışlardı bizi.
AYNEN YANSIDI
Albay Öndül kısa süre içinde sivil kişiler olarak gezmemizde mahsur olmayan her yeri gezip dolaştırmıştı bize. Disiplinin, askeri ciddiyetin ve çalışkanlığın ne olduğunu görebilmek için bu kısa gezi yetmiş artmıştı. Çünkü albay Öndül ve diğer kurmayların her ayak bastığı birim ister Amerikalı ister İspanyol askerlerinden oluşsun bir anda sus pus kesiliyor, verilen tekmiller, emir tekrarları görene Türk ordusundaki tarzın, tavrın buraya aynen yansıdığını kanıtlıyordu.
KİM NE İSTER?..
Kâbil'de görev yapan bütün gökyüzü kartallarımızla görüşme şansım oldu. Hepsi son derec mutlu, huzurlu ve görev bilinci içinde. Ancak en büyük arzuları Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Halil İbrahim Fırtına'nın onları ziyaret etmesi. Bir hava subayı arada patlatıyor espriyi. Diyor ki; "Havacılar fırtına olmasın ister ama biz dört gözle fırtına bekliyoruz. Çünkü bizim beklediğimiz göklerdeki değil gönüllerdeki fırtına. Fırtına Paşamız yani." Döner dönmez ben de arıyorum komutanı. "Ne zaman o genç kartalları sevindireceksiniz?" diye soruyorum.
ÇELİK DİSPLİNLİ
Kendine has üslubu ve tok sesiyle yanıtlıyor komutan; "Bu evlatlar beni bir komutandan çok bir baba gibi bekliyor biliyorum. Çünkü onların her biri benim için evlattan ziyade. Bahtları, yolları, gökyüzleri her daim açık olsun. Elbette en kısa zamanda sayın Genelkurmay Başkanımızın da emriyle Kâbil'e gideceğim. Ancak orada görev yapan çeşitli ülke askerlerinin hava kuvvet komutanları beni arayıp durumun fevkalade olduğunu, bizim çocukların hayranlık uyandıracak kadar bilgili, yürekli, çelik disiplinli ve pratik zekalı olduğunu söylüyorlar. Benim de göğsüm kabarıyor elbette. Tekrar ediyorum ki hepsinin geleceği sağlıklı, şanslı olsun. Bekleyenlerine de sabır ve hasretlerin en iyi şekilde bitmesini temenni ediyorum..."
YİNE GİDECEĞİM!..
Bir kaç güne sığdırmaya çalıştığım Afganistan gözlemlerime burada nokta koyuyorum. Daha anlatacak o kadar çok şey var ama kelimeler bazı olayları ve duyguları tam da açıklayamıyor ne yazık ki. Tadımlık da olsa sıladan gurbete, gurbetten de ana vatana selamlar getirip götürmüş olmanın kıvancını yaşatan Türk Silahlı Kuvvetleri'ne teşekkür ederim. Güle güle gittiler, güle güle dönsünler. Sevgiyle kalın...