Düne kadar paramızın aşırı değerli olduğunu yazıyorlardı.
Paranın değeri düşürülse ve "gerçekçi" kura ulaşılsa ihracat da artarmış (istediğin lise öğrencisine sor, aynı şeyi söylesin.)
Şimdi çığlıklar atmaya başladılar, döviz çok artmış, bu işin sonu nereye varacakmış?
Hükümete düşmanlık güden İstanbul sermayesinin gazetelerinin malum iktisatçıları...
Dün dolarda ve avroda artış isteyenler, şimdi geçen yılın başından beri dolarda yüzde 23.4, avroda yüzde 27.5 devalüasyon olduğunu söylüyorlar.
İyi ya, sizin patronun ihracatı artar işte...
Peki neden bu böyle oluyormuş?
"Merkez Bankası bu yükselişi frenlemek için agresif adımlar atmadığı için dolara talep yağıyormuş"...
İstedikleri agresif adım, MB'nin faizleri yükseltmesi!
Haşşöyle, dillerin altından baklalar çıksın.
Amerikan Merkez Bankası'na söz geçiremeyecekleri için bizimkini baskı altına almaya çalışıyorlar.
Bizimkinin elindeki döviz rezervi, bir yıl önce 120 milyar dolarmış, geçen ay 132, bugün 129, "geriledi" diyorlar.
Bir yılda yüzde on artmış ama nasıl olduysa gerilemiş.
Malum terane, her sene okullar açılacağı zaman da "defter kalem el yakıyor" yazarlar, şimdi de patatese ve kuru fasulyaya el yaktırıyorlar.
Faizin artmasını istiyorlar.
Faiz koridoru en üst banta çıkmalıymış!
Amerikalılar da bunu istiyor.
MB faizi artsın ki kredi faizi de artsın, düşük faizli gayrımenkul kredileri, tüketim kredileri, ihtiyaç kredileri falan tıkansın, halk ev mev alamasın, ekonominin "motoru" olan inşaat sektörü de gümlesin.
Böylece ekonomik kriz çıksın, yeter ki bu hükümet gitsin.
Sonra Mustafa Sarıgül başbakan olsun (Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri olamaz, çünkü ilkokul mezunu.) Yok yok, bu senaryo pek gerçekçi olmadı, en iyisi ya Abdullah Gül partinin başına geçsin ya da Bülent Arınç. "Tayyip'siz AKP" kurulsun.
Eskisi gibi gene IMF'den borç alsınlar, yarısını Rahmi Bey'e, yarısını Güler Hanım'a versinler (Cem Bey'le Aydın Bey'e de azıcık sakal atsalar fena olmaz. Bu arada belki Cem Bey yeni bir parti de kurar, bir kere yazdık yemedi, otuz dokuz kere daha yazarsak kuracak.) İyi ama faizler artarsa enflasyon da artar.
Daha iyi ya, belki seçmen de AKP'ye küsüp CHP'ye yönelir...
Peki ya hükümet faizleri arttırmadan, kur yükselmesinden doğacak cari açığı bir yandan artacak ihracat geliri, öbür yandan özelleştirme gelirleriyle kapatma yoluna giderse?
Yani pahalı döviz, o kadar korkulduğu oranda da kötü etkilemezse ekonomiyi?
Pennsylvania'ya sorarız, hükümeti devirmek için bize yeni bir yol gösterir, ya da ananas yedirir. (Berlin'e de bir danışırız.)
Olmadı, Taksim çocukları var, saftırık solcular da nasıl olsa yedek kuvvet. Daha olmadı, zinde kuvvetler var. Zaten piyasada Adnan Menderes'i hatırlayan ve hatırlatan da çok arttı maşallah.