Yani, "marşlara ideoloji karıştırmayalım arkadaşlar" temennisi, samimi de olsa gerçekçi değildir. Bir aşk şarkısı ideoloji içermez. Fakat marş, adı üstünde, yürüyüş kararıdır. Coşturur. Amacı budur. Marş, bir propaganda aracıdır.
"Türk'e durmak yaraşmaz, Türk önde, Türk ileri" dizesi bir ideoloji ürünüdür. Türk'e Türk propagandasıdır. Bunu duyan Kürt "yani durmak da bana mı yakışıyor bu durumda" diyecektir...
Evet, Fransız milli marşı da Fransız'a Fransız propagandasıdır. Fransız milli marşı yapılan "La Marseillaise" yani "Marsilyalılar'ın türküsü", aslında Ren nehri boyunca Almanya'ya saldıracak ordunun savaş narası, yani son tahlilde gene bir yürüyüş kararı olarak bestelenmişti. Marsilya'dan gelen destek taburları daha sonra cepheye gitmek üzere Paris'e bunu söyleyerek vardıklarından, onların marşı olarak tarihe geçti.
Bakınız ne diyor: "Qu'un sang impur abreuve nos sillons"... Temiz olmayan bir kan tarlalarımızı sulasın!
Dibine karar ırkçılık bu. Fransa'nın düşmanlarının kanlarının pis olduğunu söylüyor. Ve bu marş bugün de Fransa'da utanmadan çalınıp söyleniyor.
Buna karşılık bizim Harbiyeli ne diyor?
"Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız!"
Al sana dibine kadar ideoloji.
Peki, "İslamcı şair" olarak bilinen Mehmet Akif ne diyor?
"Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal"...
Bu ideoloji değil mi?
Plevne Marşı'nı çarpıtmak ideolojik bir gayret değil midir: "Olur mu böyle olur mu? Kardeş kardeşi vurur mu? Körolası diktatörler, bu dünya size kalır mı?"
Biz o sıralar sekizon yaşlarındayız, ideoloji karıştırmamak için herhalde, bunu kendi aramızda şöyle söylerdik: "Osman Paaşaa... S... taaşaa... Taş yarııldıı, baştan baaşaa!"
Hiçbir babayiğit, Demokrat Parti iktidarına karşı tornistan edilmiş bu marşı, 1971 ve 1980 cuntalarına karşı durup da söyleyemedi.
"Ulusların gürleyen sesi yeri göğü kaplıyor, halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor"... Bir balyoz patlıyor da patlamasına, kimin ensesinde acaba?
"İdeoloji içermeyen marş yumurtlama" konusunda herhalde hiçkimse İmparator Üçüncü Napoleon'un eline su dökemez. Hazret, Marseillaise'i tehlikeli bularak yasaklamış, Fransız milli marşı olarak neyi uygun görmüş ve tam on sekiz yıl boyunca çaldırmıştı, bilir misiniz?
Annesi Hortense'ın bestelediği bir aşk şarkısını! "Partant pour la Syrie"... Suriye'ye giderken... On sekiz yıl boyunca (1852-1870) Fransızlar milli marş niyetine, haçlı seferine giden ünlü şövalye Dunois'nın sevgilisiyle vedalaşmasını dinlediler. Bu da kendine göre bir "laga luga" döneminin ideolojik ürünü oldu.
Fakat herhalde hiçbir marş da keleklikte şunun eline su dökemedi:
"Kılıçlar çekildi, bu bir düello Kısa çöp uzun çöpten hakkın alacak
Karanlığın sonunda güneş doğacak
Geliyor Kılıçdar-Kılıçdaroğlu!"
Cem Yılmaz, kendisini kıskanıp "onun koltuğuna oturacağım" diyenlere şöyle sesleniyordu: "Aman dikkat et de oturduğun anda ben o koltukta olmayayım!"
Kemal Bey de dikkat etsin, kılıç çekeyim derken bir yerini kesmesin. Kıyamam.