Bu kuşak Dale Carnegie'yi tanımaz, ellili yıllarda çok ünlü bir Amerikan yazarıydı, satış rekorları kıran "Kısa Yoldan Köşe Dönme Sanatı" gibi kitapları vardı, bizim başlık da o yönde.
Anlaşıldı, bunlar canları sıkıldıkça soluğu Taksim'de alacaklar. Basınçlı su sıcakta iyi geliyor demek ki...
Yapılan son araştırmada AKP'nin oy oranı yüzde 51 çıkmış, halkın yüzde 63'ü olaylara destek vermemiş, yüzde 68'i "Erdoğan'a öfkeli olmadığını" açıklamış, zarar yok, eyleme devam...
Eylemciler arasında yalnız ateşli gençleri değil, karta kaçmış üniversite hocalarını da görmek isteriz. Hani şu "AKP oylarının yüzde 41'e düşeceğini iddia eden" değerli ulemayı... Yok öyle gençlere gaz verip sonra da olayları Cafe Marmara'dan seyretmek kahvesini höpürdeterek...
Görüldüğü gibi eylemler de hafta sonlarına kaydı, cumartesi- pazar günleri alevleniyor.
Hafta içi iş-güç var tabii. Hafta sonu da neşeli etkinlikler... Fakat iş tavsadı, muhalif basında bile sayfa dibine düştü. Demek ki yeni muhalefet biçimleri şart.
Bari Twitter eylemini işe yaratsınlar, hem küfür edip hem para kazansınlar.
Baksanıza, Justin Bieber denilen çocuk şarkıcı, Adidas'ı "sponsor" almış kendine, tüvitlerinde sık sık müessesenin adını geçiriyormuş, 41 milyon enayi de okuyor.
Buna karşılık Kim Kardaşyan denilen bir başka gereksiz şarkıcıyı 18 milyon kişi izliyor, "ahçik" bir paylaşımdan bizim paramızla 20 bin lira kazanıyor...
Victoria Beckham (yani Beckham ailesinin reisi) 6 milyon kişiye sesleniyor, 116 milyon lira kazanmış.
Elizabeth Hurley ise, gezip tozduğu mafya babaları hariç, 300 bin kişiden 20 milyon lira götürmüş.
Sanal ortamlarda cik cik eden kuş yavruları! Enayiliği bırakınız, bu işten para da kazanınız!
Tüvitlerinize reklam alınız.
Gerçi hayal gücünüz çok geniş, mizah duygunuz da kuvvetli ama ben size birkaç örnekle yardımda bulunayım:
"Arkadaşlar! Eylemlerimiz sırasında acıktığımızda nefis Divan Oteli kumanyalarını tercih edelim! Divan... Koç gibi mutfak!"
"Erdoğan Suudi Arabistan'a! Türkiye Türklerindir! Eyleme ara verdiğinizde Marquez değil Hürriyet okunur!"
"Şerefine Tayyip... Şerefine Tayyip... Hıck... Tekirdağ'dan şaşmayınız."
"Gezi Parkı'na kalkan eller kırılsın, Hilton arsasına rezidanslar yapılsın... Ertuğrul, inşaatta sen de çalış, sosyoloji karın doyurmaz."
"Pankartlarınızda bizim mukavvaları tercih ediniz... İmza: Kelkit Mukavva Sanayii."
"Ara sıra tavuk da yiyin oğlum... İmza: Tavukçu sosyolog."
"Haydi arkadaşlar Silivri'ye, 'General Tso tavuk' yemeye, susamlı zencefilli!"
"General Tso'yu kurtaralım derken jandarmadan kurşun yemeyelim de yoldaşlar..."
"Fena mı lan, ortalık karışır, devrim başlar."
"Bana devrim değil koca lazım, karşıyım ayol!"
Sizin kuşak bizim kuşaktan çok daha yaratıcı, eminim daha iyilerini bulursunuz.