Fazıl, bak bu konu tam senin kalemin... Sen bu işlerin uzmanı sayılırsın.
Hemen bir "tüvit" at, tüvit... Türkçe karşılığı "cik cik", bildiğin kuş sesi.
İslam'ın cennet ve cehennem kavramları üzerine "bazı kuşkuların olduğunu" belirtmiştin hani, sanal ortamlarda. (Böyle "insan gibi" belirtseydin hapis cezası yemeyecektin.)
Bak, iki papa aziz ilan edilmiş.
Bunlardan biri, Türkler'i sevdiği ve İslam'a saygı gösterdiği için "Türk" lakabıyla maruf Giovanni 23...
Muhalif basınımızın dış habercileri genellikle Fransız basınından araklama yaptıkları için "Jean" diyorlar. Saint Antoine kilisesi önünde heykeli de var, sarı votkayı çekip Noel ayinine giden Müslüman enteller bileceklerdir. Asıl adı Giuseppe Roncalli.
İkincisi de, onların gustosuyla söyleyelim, Jean Paul II... Hani şu Polonyalı. Asıl adı Karol Wojtila.
Bunlar papa seçilince isim değiştirirler, gelenektir.
Yani düşünebiliyor musunuz, Sayın Hakkı Özer, Ankara Müftülüğü'ne gelince "Birinci Şehabettin" ismini alıyor mesela...
İmdi, bunların "aziz" ilan edilmeleri için "en az iki mucize" göstermeleri şartmış. Bir tane yetmiyor.
Ama öyle hemen de aziz olamıyorlar, daha önce "mübareklik" mertebesi varmış. Sırayla.
Eriyorlar yani... Aziz, ermiş demek.
Bakalım nasıl eriyorlar? 1966 yılında rahibe Caterina Capitani hastaymış, hastalığının ne olduğu belirlenemiyormuş. Capitani hemşire, sürekli Papa Giovanni'nin "adını anarak" şifaya kavuşmuş.
Öbür mucizesini öğrenemedik.
Bizim Jean Paul II'ye gelince... Onun da iki mucizesi var tabii. Birincisinde, rahibe Marie-Pierre Simon'u takdis etmiş. Hemşirenin Parkinson hastalığı varmış, papa onu kutsayınca birdenbire geçivermiş.
İkincisinde de, Kosta Rikalı bir kadını şifaya kavuşturmuş. Ailesi ona dua edince kadıncağız iyileşmiş.
Bu hesaba göre, Bakırköy Hastanesi'nde histeri tedavisi yapan bütün doktorlarımızın aziz ilan edilmelerini talep ediyorum.
Ne dersin Fazıl?
Durup durup soruyorum: Önceleri sıradan bir kardinal ve her fani gibi "yanılabilir" olan kişi, nasıl oluyor da papa seçilince birdenbire "yanılmazlık" özelliğine kavuşuveriyor? Bir türlü yanıt alamıyorum. Bilgi istiyorum, vermiyorlar.
Bak, bakirenin nasıl doğum yapabildiğini, cesedin nasıl ruhunun değil de etten kemikten bedeninin göğe çıktığını hiç tartışmıyorum...
Çünkü bunun bir "inanç" meselesi olduğunu ve inançları tartışmanın da "abes" olduğunu biliyorum. Ama sen öyle demedin...
Ne hikmetse hep İslam inancı sana ters geliyor da, Hıristiyan inancı hakkındaki ince görüşlerini öğrenemedik bir türlü.
Önümüzdeki ay İsviçre'de Gstaad Şenliği'nde çalacakmışsın, Mezzo kanalından öğrendim, gitmeden önce bir "tüvit" at, bu konulardaki görüşlerini bildir...
Hişşt... Yapma lan sakın, bir daha çağırmazlar!