Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Nafile nostalji

Eski Beyoğlu'nun her metrekaresinde ayrı bir anım olduğu için yeni Beyoğlu'na adım atmıyorum. İçim kaldırmıyor. Çünkü bugünkü Beyoğlu benim bildiğim Beyoğlu değil, yeni yüzyılın yeni insanlarının yeni, bambaşka bir caddesi. Bu caddede eski dostumuz tramvay bile "Hilmi Yavuz'un kondurduğu tek vagonlu bir kelebek" gibi kalıyor.
Ama Sait Naum Duhani'yi de mezarından çıkarıp sorsak, bu sefer o da bizim Beyoğlu'muzu, yani ellili ve altmışlı yılların caddesini tanıyamadığını söyleyecekti...
Haa, demek ki temel gerçek değişim!
Nasıl yüz yıl öncesinin levantenlerini geri getirip Pera'yı yeniden yaratamazsak, kendi çocukluk ve gençliğimizi de, onun Beyoğlu'sunu da geri getiremeyiz. Dolayısıyla, nostalji şehvetine gerek yok.
İçinde Emek Sineması'nın da bulunduğu Cercle d'Orient bloku yıkılıp yeniden yapılacak, sinema da üst kata alınıp yeniden kurulacak. Ufak çapta kıyamet koptu. Yazılar yazıldı, eylemler düzenlendi, kapılar kırıldı.
Ancak bu tür eylemler biraz "hükümete gıcıklık etmenin" entel çevrelerde zorunlu sayılan dürtüsünden, biraz da "eylem yapmış olma keyfini" yaşama arzusundan kaynaklanıyor.
"Emek'çilere" birkaç soru sormak isterim: Madem eski yapıların, eski mekânların korunmasında bu kadar duyarlıydınız, o blokun hemen karşı köşesindeki Saray Sineması bloku yıkılırken neredeydiniz? Emek'in fuayesindeki Güngör Kabakçıoğlu çizimlerinin anısı var da, Saray'ın perdesinin yanındaki Movado saatinin anısı yok mu?
Emek'i bu kadar seviyordunuz da, Yeni Melek Sineması'nın günahı neydi?
Atlas Sineması'nın yarıya indirilmesine, sinemanın yalnızca eski balkonuna hapsedilmesine, fuayesinin çarşıya dönüştürülmesine niçin ses çıkarmadınız? Ses Tiyatrosu pasajının yokedilmesine niçin ağzınızı açmadınız?
Niçin Lebon ve Markiz için poponuzu yırttınız da, eski Nisuaz Pastanesi'nin yeniden canlandırılması için bir şey söylemek aklınıza gelmedi? İnci bir profiterol tapınağıydı da Baylan'ın suçu neydi?
Niçin anlı şanlı Tokatlıyan Oteli'nin çirkin bir alışveriş pasajına dönüştürülmesine kılınızı bile kıpırdatmamıştınız?
Herkes kendi bildiği ve hatırladığı kadarına sahip çıkacak... Ölçü bu mu? Saray Muhallebicisi'nin tavuklu pilav kokusu burnumuzu sızlatacak ama oranın eski şeklini yani Petrograd Pastanesi olduğu dönemi kimse savunmayacak...
Bunun sonu var mı? Beyoğlu'nu hangi döneme, hangi yıla kilitleyeceğiz?
Emek'i geri istiyorsunuz da İpek'i neden istemiyorsunuz? Emek'i sinema olarak geri istiyorsunuz da, onun asıl eski şeklini, paten yapılan Skating Palace'ı niçin istemiyorsunuz?
Heyecandan tir tir titreyerek West Side Story filminin bilet kuyruğuna girdiğimiz 1963 yılı benim dün gibi hatırımdadır, ama bugün Emek'in kapısını kıran delikanlı Beyoğlu'nu pıtırak gibi kaplayan "türkü barlara" takılır ve ilk kez Emek'te "stereo müzik" duymanın o tarifsiz hazzını bilemez. Emek'ten sizin anladığınız hiçbir şeyi anlamaz.
Öyleyse eylemini niçin yapar? "Tayyip"e uyuzluk etmiş olmak için.
Peki, eski mekânların korunmasında bu kadar duyarlısınız da, siz niçin CHP diktasının yoketmiş olduğu Topçu Kışlası'nın alt tarafı "fasadıyla" olsun yeniden yapılmasına karşı çıkarsınız?
Tayyip'e uyuzluk etmiş olmak için. O kadar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA