Adamın biri yazmış: "Cumhuriyetin vasisi ordu ise, demokrasiyi de ordu kurmuştur denebilir"...
Darbe yaptıktan sonra fazla kalmıyor, iki-üç sene zarfında gidiyor, ondan mı?
Yoksa, cumhurbaşkanı, başbakanı, birçok bakanı ve milletvekili asker olan bir rejimde "politikaya karışmıyor", ondan mı acaba?
1923 yılında, ilk meclisin muhalefet grubu olan "İkinci Grup"un seçimlere girmesi önlendiğinde mi kurulmuş o demokrasi?
1925 yılında Takrir-i Sükûn Kanunu'yla her türlü muhalefet ortadan kaldırıldığında mı kurulmuş?
Yoksa daha sonra Fethi Bey'e Serbest Fırka'yı feshetmesi yönünde "telkin" yapıldığında mı?
Yok yok, İnönü'nün cumhurbaşkanı seçilmesi için "ağırlığını" koyduğunda...
On iki yıl sonra seçimi DP kazanınca bazı generallerin "paşam, bize izin ver, darbe yapalım" demesiyle kurmuştur herhalde...
Albay Talat Aydemir de ne kadar demokratik bir adamdı, Fethi Gürcan telefon edip İnönü'yü tutukladığını bildirdiğinde ve "ne yapayım" diye sorduğunda "bırak gitsin" demişti...
O bakımdan yani...
Belki de 1961, 1973 ve 1983 yıllarında kurmuştur, sivillere dönülünce...
Örneğin 1997 yılının 28 Şubat'ında demokrasiyi kuramamıştır, çünkü herşey "postmodern" cereyan etmiştir.
Ne yani, şöyle ağız tadıyla(!) bir Sarıkız ya da Ayışığı yapılamadığı için bu memleket bir daha demokrasi yüzü göremeyecek midir yahu?
Adam yazmış: "Otuz iki yıl önce yapılan bir darbenin liderlerini, onların yolunu döşedikleri demokratik düzen sayesinde yargılamak, ucuz kahramanlık gibi duruyor."
Öyle ya, Kenan Evren yargılama ve asma yolunu açmasaydı, bugün kendini hâkim karşısında bulabilir miydi?
Kocası gazeteci olduğu için kendisi de gazeteci yapılan bir hanım da "Türkiye'ye demokrasiyi Atatürk'ün getirdiğini" ileri sürmüştü hani...
"Türk sistemi başkanlık" gibi, Türk tipi demokrasiydi bu herhalde, tek partili.
Lahavle çekerek öbür tarafa döndüm. Meclisin "darbe ve muhtıraları araştırma komisyonu" işini bitirmiş, bir rapor yazmış, meclis başkanına verecek.
"Darbeleri nasıl önleyebiliriz?" sorusuna cevap arıyor.
Yani demokrasiyi kuran orduya fevkalade ayıp ediyor.
Rapora göre, üniversitede "Darbeleri Araştırma Enstitüsü" kurulması şayan-ı tavsiye bulunmuş.
Gene devlet bünyesinde "darbeleri önleme müsteşarlığı" kurulmalıymış.
TBMM kampusu içinde de bir "Darbelere Karşı Özgürlük ve Demokrasi Anıtı" açılması gerekirmiş.
Büyükşehirlerde de darbeleri anlatan "darbe müzeleri" şart...
Sakinleşmek için Diazem mi alayım, Unisom mu, Passiflora mı, Nobrium mu, yoksa doğrudan doktora mı gideyim?