Cemil Çiçek öneri bekliyor, kimseden tık yok. Tık edenler de "temenniden" öteye geçemiyorlar, "demokratik olsun" falan...
Somut hiçbir öneri yok.
Aylar geçti, kimsede bir çaba yok.
Üniversiteler sessiz.
"Sivil toplum kuruluşları" denilen "entel mastürbasyonu mercileri" susuyorlar.
Muhalif basın kendi derdine düşmüş... Gazeteciler yeni anayasa için fikir mi üretsinler, patronlarının ortağına mı çaksınlar, Burcu Esmersoy'un bacaklarına mı baksınlar, bilemiyorlar... "Ekmek mi, anayasa mı" ikileminde akut ekmek derdi ağır basıyor.
Var tabii canım, var. İstanbul Barosu, "yeni bir anayasa istemiyoruz" diyecek kadar dürüst davrandı, ilan bile verdi. ("Yenisine gerek yok diyen bir Allah'ın kulu yok ki" diye yazarak namussuzluk etmeyiniz ve gözümüzün içine baka baka yalan söylemeyiniz, sonra burnunuz uzar, pipiniz şişer.)
Dürüst olmayanlar, yeni bir anayasa istemediği halde bunu açıkça söylemekten kaçınanlar, şimdi bir de bahane uydurmuşlar:
"Ağızlarını açarlarsa başlarına bir iş gelir diye korkuyorlarmış" da onun için konuşmuyorlarmış!
"Yarın hava bir dönermiş, iyi niyetle görüş belirtenler suçlu oluverirlermiş..."
Ne havası dönecek, darbe mi olacak yoksa Kılıçdaroğlu "üstadınız" iktidara gelip Mümtazer Türköne'yi TTK'dan mı kovacak?
Ne havası dönecek şeker kardeşim?
Hiçbiriniz "Kürtler'i bırakalım gitsinler" diyecek adamlar olmadığınıza göre, neden korkuyorsunuz? Öyle diyenler de var ve sizden çok daha dürüst adamlar.
"Sizinkiler" gelirlerse korkacak neyiniz var?
Korktuğunuz falan yok, ipe un sermek için numara yapıyorsunuz.
CHP ile MHP bunu oyalayarak yapıyorlar, siz düpedüz susarak.
Bakın sonunda ne olacak...
Kimseden tık çıkmayınca, belki CHP ile MHP "pasif direnişi" bırakıp komisyondan çekilmek falan gibi "aktif engelleme" yollarına sapmak zorunda kalınca, iş başa düşecek, AKP oturacak kendisi bir taslak hazırlayacak.
Gerekçesi de, "çok söyledik ama kimse elini taşın altına sokmadı" olacak.
Üzerinde değişiklik yapılır mı yapılmaz mı bilemem, bu metin kanunlaşacak.
Mecliste yeterli oyu alamayacağı için de kaçınılmaz biçimde referanduma gidecek (alsa da gidecek almasa da gidecek!) ve halkın onayıyla çatır çatır yürürlüğe girecek.
Bunu bekliyorsunuz, değil mi? "Kendi kafalarına göre yaptılar, bu ne rezalet" diye çamura yatabilmenin dayanılmaz ucuzluğuna kavuşacağınız günü!
Hem ağzını açmamak, hem açanı suçlamaya hazırlanmak ilginç bir taktik. Namuslu değil ama "kendi kamuoyunuzda" etkili olabilir.
O kamuoyu sizi asla iktidara getiremeyecek olsa bile, hiç olmazsa bir avunmadır bu da.
Yeni bir anayasa isteyenler, daha fazla sallanmasınlar.
İstemeyenlerin taktiklerine aldırmadan, bu sene bu işi bitirsinler.
Yani, 2012 Anayasası olsun bu, 2013 Anayasası olmasın.
Hem de yılı "yuvarlak hesap" olur, ağıza daha güzel gelir.
İyi seneler ve de iyi anayasalar efendim...