Bodrum'da bir uyuşturucu çetesi çökertilmiş, Savaş Ay bildiriyor. Kimsenin çöktüğü falan yok, üç-beş gariban torbacının tıpkı Deniz Seki gibi başı yanacak, o kadar...
Bunlar malı satarken birtakım "kodlar" kullanıyorlarmış. (Kötü bir gazeteci "gizli kodlar" yazar, kodun açığı nasıl oluyorsa?)
Esrara "CD" diyorlarmış, kokaine de "DVD"... Daha "kelek" kaldığı için hapa da "kaset" tabir ediliyor...
Gerçi "gogo, kubar, zıvana, çarşaf, harman" gibi birtakım kodlar biliyorduk ama onlar "demode" olmuşlar, uyuşturucu dünyası çağa ayak uydurmuş. Ne de olsa satışı Bodrum'da yapıyorlar. Alaçatı'da yapsalar esrara Tuğçe, kokaine de Berk demek gerekebilirdi.
Benim koleksiyonumda üç bin kadar CD, iki bin kadar da DVD var, polis yanlış anlayıp da basarsa uğraş dur!
"Bu mallar sizin mi Engin Bey?"
"Ben satıcı değil dinleyiciyim memur bey! Eğitim şart."
"Sizde hap var mı, hap?"
"Vardı ama hepsini elden çıkardım, eski teknoloji..."
Esrara CD, kokaine DVD deyince, kadına da "kitap" demek şart oluyor tabii... Çete değil, Doğan-Raks ortaklığının D&R mağazası mübarek!
"Philippa Gregory geldi mi?"
"Sarışın mı esmer mi?"
"Okumak için soruyorum kardeşim... Kitap, kitap..."
"Zaten kitap gibi karı ağabey, çevir çevir oku!"
Tersten gidersek, "sarı bomba" tabir edilen bazı haplar da kavram kargaşası yaratabilir:
"Sarı bomba var mı koçum?"
"Ben pezevenk miyim ulan? Şurada namusumla uyuşturucu satıyorum." (Tabir gerçektir, bir mahkemede hâkime ifade olarak söylenmişti.)
Aynı mantıkla, kumara da "politika" diyelim, olsun bitsin.
"Başbakan, genelkurmayın döper açılışını kentle gördü."
"Paşa zonda... Gran şlem sanzatu oynuyor, karşı tarafın elinde koz var mı?"
"Yok yahu, blöf yapıyor, iki asla konuşuyor... İkinci elde batar..."
"Bak, başbakan kontr çekti... Paşa sürkontr çekerse zor duruma düşecek..."
Eskilere de bu yaklaşıma uygun isimler bulabiliriz.
Kenan Evren'e "papaz" diyelim mesela...
Tansu Çiller elbette "kız" olur.
Mesut Yılmaz da "bacak".
Süleyman Demirel'e de "pis yedili" dersiniz, mesele kalmaz.