Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Ağızdan çıkan bakla

Nasıl oldu başlık, hani "taşa saplanan kılıç", "başını vermeyen şehit" ya da "sahibini arayan kadın" gibilerden? Eskiden bu tür başlıklar yaygındı da...
Lafa şöyle de girebilirdik: İçlerinde dürüst ve namuslu olanlar da var...
Aydın Doğan'ın adamlarından söz ediyorum.
İstanbul'da belediye seçimini AKP'nin kazanacağını yazmışlar.
Belki de bu kez yeniden madara olmak istemiyorlar, " Deniz Baykal bu seçimde kendisinin bile ummadığı büyük bir başarı sağlayacak " yazıp da sonra yüzlerinin gene kızarması onlara ikinci kez ağır gelebilir...
Canım hepsinin de kıvamı "ay ne diye özür dileyecekmişim ayol" pişkinliğinde değil ki!
Artık görünen köye zorla kılavuz atama saplantısından kurtuluyorlar yavaş yavaş.
Boşuna uğraştıklarını, amigoluğu "haybeye" ettiklerini anlamaya başladılar.
Hopursalar da bopursalar da bu çabanın sonu yok. İstanbul belediyesi el değiştirmeyecek.
Fakat suçlu aramaları ve bulmaları gerekiyor.
Suçlular, "birleşmeyi bilmeyenler" ... Taşra partisiyle bürokrat partisi, komünistlerle faşistler ittifak yapacaklarmış. Neden? Belediyeyi AKP'ye
"kaptırmamak" için.
Kapsa ne olur? Aydın Doğan'dan aydan aya maaşını alan bordro mazlumu adamın belediyeyle olumlu ya da olumsuz ne yakınlığı, ne umarı, ne çıkarı olabilir? İnşaat mı yaptıracak, boru mu döşetecek?
Olsun... Maksat spor olsun... Hayatına şöyle ya da böyle hiçbir değişiklik getirmeyecek olsa bile, belediye "ötekilere" gitmesin...
Aman aman, sonra bakarsınız bir Arap şeyhi gelir kılıcını çeker,
"yâ emin-ül şehir, sen İstanbul'u benim dediğim şekilde idare, yoksa vallahülazim elveda senin kelle" falan buyurur!
Utanmadan bunları da yazdılar yahu, adam kılıcını çekmiş de bizi tehdit etmiş, kafamızı kesecekmiş falan...
Şimdi artık bu ilkellik, bu basitlik, bu densizlik çamurundan çıkmak istiyorlar. Utandılar.
Onun için de baklayı ağızlarından çıkarıyorlar: İstanbul'u AKP kazanır...
Çok şükür şunu da dediler: "İstanbul'da İlhan Kesici büyükşehir belediye başkanlığını kazanacaktı, Livaneli'nin adaylığı oyları böldü."
Hayret! Biz hep tersini duymuştuk, aslında Zülfü kazanacakmış da İlhan çıkıntılık etmişmiş! Öyle derlerdi.
Bu da bir gelişmedir, tam on beş yıl gecikse de...
Namuslu gazeteciliğin temel şartını, gerçeği, yalnızca gerçeği, biz beğenmesek de, hoşumuza gitmese de, işimize gelmese de gerçeği yazmak gerektiğini öğreniyorlar. Adam olma yolundalar! Ha gayret!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA